Bir kitle konuşması yapmak üzereyken
insanlar genellikle ne söyler?
Dinleyicilerinizi çıplak hayal edin.
(Gülüşmeler)
Bu gece farklı bir numara yapacağım
ve hepimizi çiftçiler olmadan düşüneceğim,
[Çiftçiler olmadan aç,
çıplak ve gösterişsiz olurdunuz.]
çok da farklı değil.
(Gülüşmeler)
Çiftçilerimiz bizim için
beslenme ve kıyafet
ya da mükemmel içecekler sağlamaktan
çok daha fazlasını yapıyor.
Çiftçiler toplumumuzun önemli bir parçası,
özellikle kırsal kesimin.
Dahası,
onlar esnek ekonominin güçlü sürücüleri.
Şu şekilde düşünün:
Bir bira yapımcısı benden Minnesota'da
yetişmiş şerbetçi otu aldığında
doların %90'ı eyaletimizde kalır,
başka yerden alındığında gelen
%10 ile kıyasladığımızda
bunun anlamı büyük.
Bu %90'ın anlamı yerel işler.
Bunun anlamı daha iyi okullar
ve yollar için vergi geliri.
Kooperatifler, mekanik
ve bir çiftliğin gelişmesi için
gerekli olan tüm kadro için destek demek.
Onlar toprağın en iyi şefleri.
Bence bu alıntı, aile çiftçilerimizin
bizim için ustalıkla yaptığı
ortak doğal kaynaklarımızı
örneklendiriyor.
"Toprağın bir topluluk oluşu
ekolojinin temel kavramıdır
ama toprağın sevilmesi ve sayılması
etiğin bir uzantısıdır."
Kesinlikle bizim için
çok iyi şeyler yapıyorlar.
Aile çiftçilerimiz harika,
hepimiz hemfikiriz.
Ancak
bugünlerde tarımdaki eğilimler korkunç.
Amerika'da son tarım sayımına göre
bir çiftçinin yaş ortalaması,
58,3.
Tüm çiftçilerin %33'ü 65 yaş üstü.
Bu, büyük babamın küçük bir karikatürü.
(Gülüşmeler)
Hala çiftçilik yapıyor
ve 65'ten çok daha yaşlı.
Bunu bir bakış açısına koyarsak,
bir diğer önemli devlet
memurluğu ise öğretmenlik;
ortalama öğretmenlik yaşı 42.
Bu ülkede çiftçilerimiz oldukça eski.
Ne yazık ki
emekli olduklarında, eğer olurlarsa,
onların yerini almıyoruz.
Bu ülkeye kattığımız bütün çiftçiler
2008 ve 2012 yılları arasında,
tüm ABD genelinde --
eğer bu farkı yakalayabilirseniz, bakın --
30 yaşın altında 2000 kişi ekledik.
Bunlardan biri benim.
İsterseniz, birkaç fotoğraf
imzalamak için etrafta olacağım.
(Gülüşmeler)
Bildiğiniz gibi, çiftçilerimiz yaşlanıyor
ve onların yerini alamıyoruz --
burada ne oluyor?
Ne yapacağız?
Bence halkın gelmemesinde bir sebep var:
fiyatlar.
Bunun gibi birkaç slayt üstünde gideceğiz.
Süt: Bu ABD'de bir galon süt şişesinin
ortalama perakende satış fiyatıdır.
$4.49
Sizce çiftçi ne kadar kazanıyor?
$1.32
Ekmekle tekrar deneyelim.
Amerika'da ekmeğin ortalama
perakende satış fiyatı: $3.49.
Çiftçiler...
$0.12 alıyor.
Bu senaryoda,
güçlü yerel çiftliklere
nasıl sahip olabiliriz?
Yerel çiftçi kalmadıysa ne yapabiliriz?
Bu, sadece bir çiftçi problemi değil,
birkaç çiftçimizin
halledebileceği bir şey değil.
Bu, hepimizi ilgilendiren bir problem.
Bu kırsal, kentsel, eyalet ve
ülke çapında bir problem.
Peki, bunun hakkında ne yapacağız?
Size söyleyeceğim.
Ama önce, bir hikaye.
Hepimize tanıdık olan yeşil hareket,
60'larda ağaç dikerek başladı.
Çok uzun bir yol kat ettik.
Yeşil günlük yaşamımızın bir parçası.
Günlük yaşamın Fortune 500
işletmelerinin bir parçası.
Bu uluslararası anlaşmaların,
başkanlık tartışmalarının konusu.
Siz ve ben ampullerimizi değiştiriyoruz,
tekrar kullanılabilir çantalar takıyoruz.
Yeşil harekete her gün katılıyoruz.
Yine de...
fikri şu şekilde anlayabiliriz:
Gıda hareketi;
nispeten daha genç ama oldukça da tanıdık.
Bir manava gidiyorsunuz,
"Yerli olanı satın al"
diyen bir tabela görüyorsunuz,
çiftçi pazarlarına,
kooperatiflere gidiyorsunuz,
seçkin yazarların kitaplarını okuyorsunuz.
Bugüne kadar gıda hareketi
çatalla oylama olarak özetlenebilir.
Fikir şu: Cüzdanından
bir dolar çıkarırsın,
o doları nasıl harcadığın
gıda sistemini etkiler.
Çiftçilerin eve yakın olmasını destekler.
Bunların hepsi iyi ama nereye gideceğiz?
Yeşil hareketin yaptığı gibi
kendi yenilenebilir enerji
anımıza nasıl ulaşabiliriz?
Bence yapmamız gereken şey bu.
Sadece çatallarımızla oylamak,
çiftçilerimizin yüzleştiği
sorunları çözmüyor.
Bundan daha fazlasını yapmamız gerekiyor.
Çatallarımızla oylamayı bırakıp
oylarımızla oylamamız
gerektiğine inanıyorum.
Dolarlarımızı alıp
yerel olarak harcamaya
devam etmemiz gerekiyor.
Çiftçilerimiz için oy sandığına
çıkmamız gerekiyor.
Yılda bir kere kendin seçebildiğin
yerel çilekleri satın almaktan
çok daha büyük.
Bu, ihtiyacımız olan
değişiklikleri yapmak için
birlikte yapmamız gereken bir yıllık çaba.
Çiftçiler için adil
fiyatlandırma gibi değişiklikler.
Bu pay, tedarik yönetimi
ve garantili fiyatlardır.
Adil ve açık ticaret gibi değişiklikler.
Bunun anlamı ticaret savaşlarının sonudur.
Evet, elbette oylamadır.
Hepimiz bunu zaten biliyorduk.
Örneğin, bu işe yarıyor.
Hey, kim o?
(Gülüşmeler)
Minnesota'da sadece bu yıl,
ülkede ilk vergi kredisine geçtik.
Başlangıç Çiftçi Vergi Kredisi.
Arazinin mevcut nesilden
gelecek nesillere geçişini teşvik ediyor.
Bu, bizim gibi bir avuç
genç çiftçi tarafından yapıldı.
Önceden gördüğünüz gibi
kesinlikle paramız yok.
Siyasi deneyimlerimiz yok.
Fakat biz geldik
ve seslerimizi duyurduk.
Çiftçi olan ve olmayanların desteğiyle
burada inanılmaz bir şey yaptık.
Biz bunu yapabiliyorsak herkes yapabilir.
Hepsi hafif ve bulanıktı,
oldukça mutlu hissettirdi.
Seyircideki şüpheciler, buradasınız.
Eğer orada olsaydım, bu ben olurdum.
Şüpheciler düşünüyor.
"Vay, gıda sistemimizde
neyi değiştirmemiz gerekiyor?"
Çiftçiler harika.
Sınırsız yiyeceğe sahibiz
ve gerçekten ucuz;
harika, değil mi?
Ne yazık ki
80 ve 90'larda bu ülkede,
bir politika yoluna gittik.
"Büyüyün ya da çıkın"
olarak tarif edilebilir.
"Büyüyün ya da çıkın"
maliyeti düşürürken
üretimi arttırmak anlamına gelir.
Görünen yüzüyle
kulağa oldukça basit geliyor.
Ancak çiftçilerimiz toplumumuzun
saygın ve değerli bir sınıfından
en aza indirilecek bir maliyete döndürdü.
Bu değişimi,
aileyi altı ineğiyle destekleyen
büyük büyük babam,
aynı süt ürünleriyle başardı.
Bugün 600 inek olmalı,
6 bin inek sütü duyulmamış bir şey değil.
Eskiden yüzlercesi olan
bir ülkenin tamamında
bir mandıra olursa ne olur?
Aynı şey mısır, fasulye
ya da tarla bitkileri için söylenebilir.
Bir kişi kendini desteklemek için
10 bin dönüm arazi alırsa ne olur?
Eskiden sadece 40 alırken.
Ne olduğunu haberlerde
okuduklarımızdan biliyoruz.
Yaygın olarak belirlenen, kırsal düşüş;
okullar kapanır, okullar birleşir,
postaneler kapanır, manavlar kapanır.
İnsanlar ayrılır,
toplum acı çeker ve gider.
Kırsal Minnesota ile bağı olan herkesin
bu hikayeyi iyi bildiğine inanıyorum.
Bu çiftçi pazarları ve iyi niyetlerle
çözebileceğimiz bir problem değil.
Çiftçilerimiz için fazlasını yapmalıyız.
Bizi bu karmaşaya politika soktu
ve politika çıkarabilir.
Amerikalı çiftçiler yaşlanıyor,
azalıyor ve fakirleşiyor.
Oysa devletimiz için çok önemliler.
Onlar kırsal toplumlarımıza canlılık,
ekonomik gelişim ve istikrarın öncüleri;
ortak toprak, su ve hava kaynaklarımızın
en büyük koruyucuları.
Onlar için daha iyisini yapmalıyız.
Yani bana katılın, olur mu?
Çiftçilerimiz için savaşalım.
Görebilirsiniz,
Minnesota'da bunu başarıyla yapıyoruz.
Birlikte daha fazlasını yapabiliriz
ve yapmalıyız da.
Önceden çatallarımızla oy kullanıyorduk,
bunu yapmaya devam etmek istiyoruz.
Bugün eve götüreceğin bir fikrim varsa
bu oyunla oylamandır.
Bu amaçla,
üç deyince hep birlikte söyleyelim.
Hazır mısınız?
Tamam, bir,
iki,
üç.
Seyirci: Oyunla oyla.
Çok iyi, teşekkür ederim.
Bence anladınız.
(Alkışlar)