Antik Roma üzerinde çalışırken, benim için anlaması en zor şeylerden biri tüm bu antik yapıların nasıl iç içe geçtiğiydi. neyseki, bu konu hakkında Dr. Frischer' hazırladığı inanılmaz video simulasyonu ile bu alanın üzerinden incelememize müsade eder. Ve iş her iki açıdan da zordur. Öncelikle, antik şehirler şu an harabe durumunda ve sorunlarımızdan birisi ise bu antik yapılar için nasıl bir yol izlenilebileceği. ikinci olarak, yapılar gelişigüzel yerleşmiş. yani toplu bir alanda değil. yani Pantheon'un görüntüleyebilseniz bile yada Kollezyumu birbirlerine mil uzaklıktalar yani çoğunlukla eksikler. ve video simülasyonumuz tüm şehri birleştirmeye çalışıyor. bir göz atalım. Gerçekten güzel. Şimdi şehrin üzerinden -Tiber nehrinden- uçuyoruz. burası başlangıç için iy bir yer çünkü, Tiber Roma'yı ikiye böler. bu mesafeden ciddi manada büyük bir tapınak görüyorum. bu Jüpiter Optimus Maximus tapınağı Jüpiter, en büyük ve en yüce olan. Roma kültünün temeli olan yani. Tapınak Capitoline tepesinin üstünde, çünkü bu tapınak ve diğerleri, dini bağlamların yani kültün merkezi olarak varsayılmış. peki, çalışmak için Roma tarihinde hangi aralığı seçtiniz? Milattan sonra 320 yılları. Romanın kentsel gelişiminin zirvesinde olduğu yıllar, ve kesinlikle kamu mimarisi açısından . ve sebebiyse, dönemin imparatoru Konstantin, kısa bir süre sonra başkenti, Romadan Konstantinopolıs'e taşıdı. Nehrin üzerinden uçuyoruz, Capitoline tepesinden sonra yedi kanonik tepeden biri olan Palatine tepesini göreceğiz. Palatine Roma'yı ziyaret eden herkese açıktır. Eger forumun içindeyseniz, oldukça yüksek tepe ve palasların olduğu yerdesiniz. Aslında, palas kelimesinin kökeni, Palatine kelimesinden gelir. Romalılar, dönemlerinde, imparator nerede ise saray ordadır demişler ve bu terim, zamanla yöneticinin yaşadığı yer anlamına gelmiştir. şuan aslında geçmişe doğru uçuyoruz. Circus Maximus'a imparatorun sarayını görüyorum, çok büyük. tüm yamacı sarmış bir konumda. Hatırlamalıyız ki, bu yalnızca imparatorun yaşadığı yer değil ailesi de orada. Ancak aynı zamanda yönetimin merkezi. BU devasa sirkle sarayın arasında önemli bir ilişki var mı? Aslında ilişkililer. ve İmparator sirk oyunlarının en büyük bahşedicisiydi ve kolaylıkla sarayından çıkıp kendi alanına gelebiliyordu. Ya da isterse sirk yarışlarını sarayından izleyebiliyordu. peki, Barnium ve Bailey sirki hakkında değil spor olayları hakkında konuşuyoruz. İki tekerlekli araba yarışları hakkında konuşuyoruz. Ben Hur mesela, ünlü araba yarışı sahneleri. Ve hayvan avlama, geçit törenleri ve dini ritüeller, zafer kutlamaları da vardı. Şehrin içine doğru gidelim. Roma'nın ticaret kültürünü ve pazarlarını biliyoruz. Peki yerlilerin günlük yaşamları hakkında ne kadar biliyoruz? oldukça fazla onların ticaretlerini, yüzlerce iş alanlarını, ve farklı sosyal sınıflarını biliyoruz. beslenme şekillerini ve uzun ömürlülüklerini de biliyoruz. Araştırmacılar, onların günlük yaşamlarını tekrardan, ince detaylarıyla revize etti. ve benim gördüğüm en etkili yapılardan birisi su kanalları. Evet, Romalılar su kanallarıyla tanınır. 2 milyonluk bu büyük şehre bu su kanalları olmadan asla su getiremezlerdi. Su an suyun su kanalları olmadan 20-30 mil uzaklıkta dağlardan getirildiğini görüyoruz. Yer çekim gücünü kullanarak vadinin suya güç vermesiyle dağlardan şehire su getirilebiliyor. Ve onlar eğimi de hesaplayabiliyordu. kayda değer. Doğru bir şekilde nasıl hesapladıklarını bilmiyoruz. yani su dağın tepesinden inmeye usulca devam ediyor bıkmadan. Bir tür hırs gibi. insanın doğayı kontrol etme düşüncesi gibi. böyle olunca, şehri suyun olduğu yere inşa etmeye gerek kalmıyor. ama birileri insanın isteğine göre doğayı yönlendirir. Romalılar önemli mühendislerdi. suyu içme amaçlı kullandılar doğal olarak yemek ve pişirme için. Ama aynı zamanda bu su kanallarının çoğu devasa fıskiyelere ve devasa hamamlara kaynak oldu. Bu alan şehrin yoğun kısmından ayrılmış gibi gözüküyor. bunlar da Trajan Hamamları evet, bunlar ilk örnekler değil hamamların olduğu blok, bir tür duvarlarla çevrilmiş bahçe alanı gibi. imparatorların şehrin refahı için yaptıklarından konuşuyorduk. ve bu önemli bir örnek şimdi Roma'nın en bilindik anıtını doğru hareket ediyoruz. Kollezyum Ancak şuan Roma'nın bayağı bir ileri döneminden bahsediyoruz. Kollezyum'dan önce orada başka bir yapı yok muydu? vardı Kollezyum (M.S 69) imparator olan Vespasian tarafından inşa edildi. Nero'nun intiharından sonra. sevilmeyen imparatorun Bunun sebeplerinden birisi ise M.S 64'deki birçok yıkıma neden olan büyük yangından sora 400.000 metre karelik alanı şehrin merkezinden alıp özel mülkiyetine çevirmesiydi. Nero'nun Altın Sarayı Ve Kollezyum aslında bu sarayın içinde bir göldü. Vespasian, insanlara yakınlığını göstermek için gölü doldurup Kollezyumu inşa etmiş. Ve yapının orjinal ismi bu değil. Bu terim Orta çağdan kalmış bir terim Romalılar burayı Flavian Amfityatrosu olarak bilirlerdi. Çünkü Vespasian'ın ailesinin adıydı. ve bu amfitiyatro oval şekilli çift katlı bir tiyatroydu. Romalılar yapıya değil, önündeki heykeli Colossus olarak adlandırdılar. Bu heykel Güneş Tanrısıydı. Şimdi bahsettiğin gibi, Konstantin Roma'yı yönetirken başkenti Doğuya kaydırmamıştı. ve ilginçtir ki, ona ait kemere bak, Konstantin kemeri ve yeni görünüyor. Yalnızca bşr kaç.senelik. Konstantin Mxentius'u yendikten sonra Roma'yı terk etti. Milvian Köprüsü savaşında bildiğimiz kadarıyla, bir daha asla romaya dönmedi. Şimdi Kollezyum üzerinden yükseliyoruz ve aşağı bakıyoruz. bu Roma toplumu için bir ayna. En iyi yerler en altta arenaya en yakın yerler, ve imparator için rezerve edilmiş en üst seviye kişiler ve rahipler için. Arkasında ise senato üyeleri sonra, varlıklı iş adamları, Arkasında, sıradan vatandaşlar. En üstte, köleler, kadınlar ve yabancılar. Peki ne izlemek için geliyorlar? Kollezyumun temel özelliklerinden olan gladyatör mücadeleleri için. Diğeriyse, Romalılar hayvan avcılığını oldukça seviyorlardı. Üçüncü durum ise, suçluların infazı için. Çoğunlukla canice bulduğumuz yollarla. Şimdi sola dönüp forumu inceleyelim. Bu devasa tapınak ne? Dini bölgenin en büyük tapınağı Venüs ve Roma tapınağı. imparator Hadriyan tarafından inşa edidi. İki tapınağın peşpeşe olması ilginç bir durum. Bir kısım ibadet için adanmış , tanrıça Venüs için Kollezyuma dönük olan kısım bu. Diğeri ise, foruma bakan tapınak. Böyle olmasının bir sebebi olmalı. Venüs eğlencenin ve oyunların olduğu Kollezyuma bakarken, Roma, daha ciddi bir tanrıça. O, işin ticaretin ve çalışmanın olduğu yöne bakıyor. Şimdi forumun kendisine doğru yöneliyoruz. ilk olarak Maxentius Bazilikası'nda duracağız. Konstantin' şehri taşımadan önce yapılan son yapı. Oldukça büyük bir yapı ve Bazilika kelimesi bize oldukça tanıdık geliyor. Genelde günümüzde kiliseleri öyle adlandırıyoruz. bu yapı genelde Romanlarca mahkeme olarak kullanılmış. hristiyanlar forumun iç kısmında ibadet ettiler bu yüzden forumun bu önceki yapısını kullandılar. Ve yeni bir içerik kazandırdılar. Şimdi Roma'nın en karmaşık yerine doğru hareket ediyoruz. özellikle bu yıkıntılara bakmaya çalıştığınızda, bu yapıların birbirleriyle ilişkili olduğunu görürsünüz. Bu forumun her zaman Wshington'daki duvar gibi olduğunu söylerim Geçit törenleri ve söylevler için kullanılan büyük ve açık bir alan. Açık alanın etrafındaki yapılar da kamu aynı şekilde kamu alanları. mahkeme salonları, ve ibadethaneler gibi yerler. Forum plazada, Washington duvarının işlevine benzer olarak anıt törenleri, ve önemli olaylar gerçekleşiyor. forumun bitişiğinde özel mülkiyet oldukça fazla ve her imparator, kendi forumunu inşa edebilmiş. şimdi Capitoline' e tekrar bakalım Roman forumunun üstünden ilerliyoruz. tekrar geri döndük. Capitoline tepesinden geçiyoruz Jupiter Optimus Maximus tapınağını da görüyoruz. Büyük bir düzlüğün olduğu nehir alanına dönüyoruz. Alanın adı , Campus Martıus. Mars'ın alanı Bu alanda bir ordu olduğundan bu adı almış. Alanda eğitimlerini sürdürmüşler Şimdi bu sevimli kare göletin üzerinden harekete geçtik. Diğer kanatta inanılmaz öenmli bir yapı olan Pantheon'u görüyoruz. Rotonda kısmında yapının antik olmadığı hissine kapılırız. bu kısımda sekiz kolonu görebiliriz. Karşıdan bakıldığında geleneksel bir tapınağa benziyor. Ancak içerisinde bir süprizle karşılaşabilirsiniz. Çünkü sıradan bir Yunan veya Roma tapınağı gibi görünüyor. ancak içeri girdiğinizde, Rotundanın varlığıyla karşılaşırsınız. Şu devasa kolonlara bakın, bu kolonları yukarı doğrultuda yerleştirebilmek evkalade bir girişim. Özellikle bunların hepsinin granit olduğunu ve Mısırdan geldiğini düşündüğünüzde akıl almaz. Bu yapı imparatorların kutlama yaptığı ve Sezarla Agustus'un heykellerini taşıdığı yapı. Yani bu yapının her zaman imparatorluğa ve ibadete adandığını anlayabiliriz. büyüleyici. birçok ziyaretçiyle yaptığım konuşmada onlarında benle aynı deneyimi paylaştığını gördüm. Eşiğin önünde durup başınızı kaldırırsanız en tepede tüm kubbeyi görebilirsiniz. bu gerçekten muazzam bir yer. insan algısı sınırları içinde bana göre bu yapı, insan formundan yola çıkılarak meydana gelmiştir. özellikle oranlar ve sınırlar konusunda. yapı bizi büyük ve ulu hissettiriyor. Yapı çoğunlukla dairesel formlarla gelişiyor aynı zamanda karelerle. özellikle zemine baktığımızda, karelerin ve dairelerin oynunu görürüz. Ritme eşlik etmemizi sağlayan tabiki aydınlatmalar da mevcut kesinlikle, ayrıca burada da kare şekilli tavan süsleri kendi içindeki örüntüsüyle bize kubbeyi oluşturur. ama bana ilginç gelen ise, öncelikle boyanmış oluşu. Bugün giderseniz boyanın tamamen yok olduğunu görürsünüz. Cennet bezemeleriyle kaplı bir kubbe bu yüzden maviye boyanmış. Tavan süsleri ise sanki güneş ışığıymışçasına vurgulanmış şekilde sarı. ve ortadakiler muhtemelen güneşi veya yıldızları temsil eden gülceler. insanların merak ettiğiyse bu kubbenin nasıl yapıldığı. nasıl yapılmış? Işık ise oldukça ilginç Tavan süslerien baktığınızda, ışığın yansıma şekline göre pozisyonlarını görebilirsiniz. gün içinde farklı vakitleri, yıl içinde farklı günlerdeki halini görebilirsiniz. yakın araştırmalara göre bu güneş saatine göre değil. Burada zamana göre ve ışığın düşme biçimine göre bir oyun düzenli. ve tüm bunlar gayet bilinçli olarak yapılmış. gördüğümüz güneş ışığı tam olarakta 21 nisanda ana kapıyı aydınlatıyor. tam olarak pantheonun kapısını Hadrianın Pantheondan sorumlu olduğunu hatırlayalım. 21 Nisan Roma'daki fesativallerin başlangıç tarihidir.