Bir diş fırçasına bakıp ''Harikayım!'' demezsiniz. Ama saçınızı yaptığınız bir Afro tarağına bakınca bilinçaltınıza bir hatırlatma yapıyor, gerçekten gurur duyuyorsunuz ve ''Pekâlâ'' diyorsunuz. [Küçük şey.] [Büyük fikir.] Afro tarağı yararlı bir alet, Afro saç stilini korumakta kullanılıyor. Sanırım Afro tarağı tasarımında öyle bir ergonomi düşünülmüş ki parmaklarınızın saçınızdan kolayca kayması hissi oluşsun. Şekli, hatta girebildiği derinlik bile tıpkı bir ele benziyor. Plastik veya naylon dişlisi var. Bir de paslanmaz çelik veya nikel dişli olanı. Ben hep metal dişleri tercih ediyorum çünkü çıkardığı sesi seviyorum. Bir de gördüklerimin tutma kısmında siyah bir yumruk var. Amerika'da siyahi saçını düşününce polislik olmuş bir şey aklıma geliyor. O zamanlar siyahilerin kimyasallarla saçlarını yapması beklenirdi. İşin sağlık kısmı ikinci plandaydı, önemli olan kaynaşmaktı. 50'li yıllarda Ruth Beckford ve pek çok jazz şarkıcısı saçlarını düzleştirmekten bıktılar ve yeter artık dediler, saçlarımızı doğal haline bırakalım, sonra da doğal, kısa kesilmiş saç ön plana çıktı. 60'lı yıllarda bu tarz Afro'nun çıkmasyla evrim geçirdi kısa ve doğal saçın daha küre haline getirilmiş şekli. Sivil haklar liderleri, aktivistler isyan ve siyahi gururu olarak bu saç şeklini benimsediler. Bir de James Brown gibi müzisyenler vardı, kimyasallarla saçını düzleştirirdi, bunu reddetti ve doğallığı seçti. Müziği de bu yolda ilerledi, "Yüksek Sesle Söyle, Siyah ve Gururluyum." gibi şarkıları vardı. ''Siyah çok güzel'' hareketi siyahi olmanın, koyu tenli olmanın ve kıvırcık saçlı olmanın utanılacak bir şey olmadığını savunuyordu. Annem ve büyükannemin en sevdiğim resimlerinde büyükannemin küçük bir Afro'su var ve o zamanlar 60'lı yıllardı. Afrikan saç tarama M.Ö. 3500'e kadar dayanıyor. En eski Afrika tarakları antik Mısır ve Sudan'da bulunuyor. Yani piramit inşa ederken tarak da yapıyorlarmış. Antik Afrika taraklarının süslenme şekli hangi kabileye ait olduğunu simgeliyordu. Modern Afro tarağında yumruk olması tesadüf değil, o aidiyeti simgeliyor ve haklarımızı. Ve sonra da ''Siyahi Gücü'' hareketi oldu. Çoğu hareketin ikonları olur, değil mi? Yumruk veya Afro. Bunlar Black Panther estetiğiyle uyumlu, kabileniz uzaktan belli oluyor çünkü güzellik kiti gibi bir şey taşımıyorsunuz. Arka cebinizde tutuyorsunuz, özellikle yumruk kısmı görünecek şekilde ve saçınızda durduğunda da harika. İkonik Afroları düşündüğümde kesinlikle Angela Davis'i düşünüyorum. Onun Afro'su şıklığı, stili, özgürlüğü, başkaldırmayı gösteriyor. Angela Davis'in mahkemede hayatı için savaştığını görünce tüm bu hisleri aynı anda hissediyorsunuz. 80'lere gelindiğinde Afro tarzı daha az radikal oldu. Afro tarakları bugün hala üretiliyor, yumruk kısmıyla birlikte, yani her gün kullanılan bir eşyada o hareketin kalıntıları var. Ben gençken sıradan bir şeydi. Bir taraktı sadece. Ama kendimi geliştirdikçe kökenini ve hikâyesini anladım, tasarımın ardındaki niyeti ve niçin yumruk olduğunu ve diğer her şey... Ve uyandım.