"Karşıtlar Oyunu" Patricia Maisch için. Bugün, öğrencilerim ve ben Karşıtlar Oyunu oynuyoruz, Emily Dickinson'dan bir satırla. "Hayatım dolu bir silah gibi" diye devam ediyor ve tahtaya yazıyorum, duraksıyorum ki karşıt anlamları bulsunlar -- Benim, Senin Yaşam, Ölüm Kalktı? Oturacak Bir, Birden Çok Dolu, Boş Silah? Silah. Şimşek ve çıkardığı ses arasındaki bir an gibi bir anda, çocuklar bana bakıyor ve sonra geliyor, heyecanlı bir cevap fırtınası -- Birisi Çiçek diyor. Hayır, Kitap diyor diğeri. Üçüncüsü bu aptalca diye yakınıyor, silahın karşıtı yastık. Belki de bir sarılış, fakat kitap değil, kitap olamaz. Bununla, diğerleri de düşünüyor ve birdenbire bir bağırma yarışı oluyor. Kimse kabul edemiyor, Her öğrenci için nihai bir cevap var. Bir şarkı, bir dua, yani bir söz, evlilik yüzüğü ve sonra bir bebek gibi. Peki bebekleri getiren o kişi neydi? Bir ebe? Evet, bir ebe. Hayır, bu yanlış. Öyle yanlışsın ki, bir daha asla doğru olamayacaksın. O bir fısıltı, bir yıldız, seni ellerinden seviyorum diyor ve sonra birisinin kulağına dokunuyor. Deli misin? Aptallar Ülkesinin başbakanı mısın? Olmalısın, seçimler ne zaman? O bir oyuncak ayı, bir kılıç, mükemmel, mükemmel bir şeftali. İlkine geri dönün, o bir çiçek, beyaz bir gül. Zil çaldığında silgiye uzanıyorum, fakat bir kız onu elimden kapıyor. Karar verilmedi diyor, Henüz işimiz bitmedi. Bütün cevapları tahtada bırakıyorum. Sonraki gün bazıları birbirleriyle konuşmuyor, taraf tutuyorlar. Bir Çiçek kulübü var. Bir Yavru Kedi kulübü. İki oğlan kendine Kartopu diyor. Geri kalanı oyunda takılı kalmış, şiir gibi bir şey yazma amacı olan oyuna. O bir elmas, o bir dans, silahın karşıtı Fransa'da bir müze. O bir ay, o bir ayna, bir zilin sesi ve onu duyanın. Tartışma tekrar başlıyor, daha fazla bağırmalar ve sonunda yeni bir kulüp. İlk kez onlara sataşmaya cesaret ediyorum. Belki de hepiniz haklısınız, diyorum. Pekala, belki. Belki de söylediğimiz her şeydir. Belki de söylemediğimiz her şeydir. Kelimeler ve kelime alanları. Şimdi birbirlerini arıyorlar. Bu odadaki her şey ve bu oda dışındaki her şey ve sokaktaki ve gökteki. Kampüsteki ve alışveriş merkezindeki herkes ve hastanede bekleyen herkes. Postanedeki herkes. Evet, o aynı zamanda bir çiçek. Bütün çiçekler, bütün bahçe. Silahın karşıtı, onu doğrulttuğumuz şeydir. Bunu tahtaya yazma, diyorlar. Sadece şiiri oku. Ölümün, oturup birçok boş şiiri izleyecek.