-
As-Salāmu ‘alaykum wa-raḥmatu Llāhi
wa-barakātuh.
-
A‘ūdhu bi-Llāhi mina sh-shayṭāni
r-rajīm. Bismi Llāhi r-Raḥmāni r-Raḥīm.
-
Aṣ-ṣalātu wa-s-Salāmu ‘alá Rasūlinā
Muḥammadin Sayyidi l-awwalīna
-
wa-l-ākhirīn. Madad yā Rasūla Llāh,
madad yā Sādātī Aṣḥābi Rasūli Llāh,
-
madad yā Mashāyikhanā,
dastūr Mawlānā Shaykh ‘Abdu Llāh
-
al-Fā’iz ad-Dāghistānī, Shaykh Muḥammad
Nāẓim al-Ḥaqqānī. Madad.
-
Ṭarīqatuna ṣ-ṣuḥbah,
wa-l-khayru fi l-jam’iyyah.
-
Yine bu mübarek Muharrem ayı
-
faziletleri üzerimize olsun.
-
Onun fazileti büyüktür.
-
Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu
‘alayhi wa-sallam diyor ki kim
-
bir gün, Muharremden oruç tutan insan
-
her gün için otuz güne bedeldir.
-
Her gün otuz güne bedel.
-
Tabii başından onuna kadar
-
tutmak iyidir. Onu tutamayan
-
ya dokuz, on, dokuz muharrem,
on muharrem
-
yahut on, on bir muharrem de olabilir.
-
O aşure gününe rastlar ki
-
o büyük bir gündür.
-
Allah ‘Azza wa-Jalla
insanlara hediye etmiş.
-
İsteyen alır bütün insanlara.
-
O nasıl alacak? Allah'a ﷻ iman edip
-
o günden istifade edecek. Odur yani.
-
Kimse men etmiyor
-
insanları faydalansın diye.
-
Yok. Fayda herkese faydadır.
-
Bu vesile olur. Allah'a ﷻ iman edip
-
O'nun ﷻ emrettiği gibi yaşayarak
-
her yaşadığı gün onun için
-
faziletle, sevapla, güzellikle
dolu olur.
-
O yapmayan çok şey kaybetmiş olur.
-
Her günü de hiçbir fayda olmayan,
-
zarardan başka şey olmaz.
-
Onun için bu Muharrem ayı mübarek aydır.
-
Muharrem ayı
-
Ramazan'da oruç farz olmadan önce
-
Muharrem ayında tutulurdu. Ondan sonra
-
farz olunca Ramazan ayında
-
oruç tutulmaya başladı. Onun
-
farzı Ramazan ayında
-
o Ramazan ayında oldu.
-
Muharrem ayı dediğimiz gibi Peygamberler
-
mertebelerine yetişti yahut Peygamberlik
-
onlara verildi. Evliyalar aynı şekilde
-
vilayet mertebeleri aşure günü
on Muharrem'de verilmiştir.
-
O gün
-
çok hadiseler oldu.
-
Adem ‘alayhi s-salām'ın affolması,
-
Nuh ‘alayhi s-salām'ın gemisi
-
feyezan bitip de yere inmesi,
-
Musa ‘alayhi s-salām'ın kurtuluşu,
-
en çok, İdris ‘alayhi s-salām'ın
göğe çıkması.
-
Bugünde en çok hadiseler olmuş.
-
Çok güzel hadiseler olmuş. Onun için bu
-
mübarek bir gündür. Peygamber Efendimiz
ṣallá Llāhu ‘alayhi wa-sallam
-
onu tutardı.
-
Ondan sonra Medine'ye varınca
-
Yahudiler tuttu diye onu
-
ben bu gün benim için daha evla diye
-
hem onlara muhalefet olsun diye ya 9-10
-
ya 10-11 olarak tutmuş.
-
Bu mübarek gün dediğimiz gibi hem manevi
-
büyük faydası var; hem maddi olarak da
-
o gün, Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu
‘alayhi wa-sallam,
-
yıkanan sıhhatli olur,
-
bütün sene sıhhatle geçirir.
-
O gün gözüne sürme süren
göz ağrısı çekmez.
-
Sadaka veren sadaka bol bolluk olur.
-
Evine harcayan çocuk çocuğuna, iyaline
-
hediyeler alıp yahut
-
istedikleri gibi daha fazla hediyeler
veren
-
o sene onlara da bereketli geçer
Allah'ın ﷻ izniyle.
-
Bu manevinin yanında
-
zahiri bereketler de var. İslam'ın
emirlerinde muhakkak
-
fayda var. Yasaklarında zarar var.
-
Nefsi istiyor insanın bir şey
yapıyor haram olarak.
-
O hem nefsi
-
daha beter azıyor,
-
hem vücudu zarar görüyor. Onun için
-
İslam'ın, Allah ‘Azza wa-Jalla'nin
hediye ettiği şeyler
-
hem zahiri, hem bâtini olarak
-
muhakkak faydası olur, güzelliği olur.
-
Bugün de tabii Peygamber Efendimiz
ṣallá Llāhu ‘alayhi wa-sallam'in
-
mübarek torunu da Sahabe'yle
beraber şehit oldu.
-
Onların da İslam'ın
-
her Müslüman için şehadet
-
büyük bir nimettir. O seyyidi şüheda.
-
Şehitlerin en büyüğü seyyididir.
Onun için de o mertebede
-
ona hasıl oldu. O mertebeyle
-
Hak, dedesinin yanında en
yüksek mertebelerdedir.
-
Üzüntü şey olur,
-
mertebe yoksa bir şey yoksa üzüntü olur.
-
Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu
‘alayhi wa-sallam diyor şehidin
-
acı sezdiği şey bir iğne
-
batması gibi bile değil diyor
-
Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu
‘alayhi wa-sallam. Artık
-
onun ﷺ mübarek göz bebeği,
sevdiği torunu
-
o şehadet olduğu vakit
-
en güzel hallerde lezzet duydu.
-
O şehit olurken o güzel bir lezzet
duydu.
-
Hüseyin ‘alayhi s-salām deriz,
-
Peygamber Efendimiz'in ﷺ torunu.
Onun için
-
bu yapılan
-
bazı İslam'a Peygamber Efendimiz'in ﷺ
-
gösterdiği yoldan olmayan şeyler
kabul olmaz.
-
Onlara tevessül eden boşuna işler
yapmış olur.
-
Hiçbir fayda kazanmış olmaz.
-
Allah ‘Azza wa-Jalla onu en güzel
mertebelere yükseltmiş.
-
Allah ﷻ onun civarında
-
cennette bizi de iskan etsin
in shā’a Llāh.
-
Odur diyoruz. Onların makamları olsun,
-
bereketleri üzerimize olsun. O şehadet
-
çok büyük bir mertebedir.
-
O şehadeti bize şefaatçi olsun
in shā’a Llāh.
-
Allah ﷻ mübarek eylesin bu günümüzü.
-
Bugün değil de işte bugün dokuzuncudur.
-
Yarın onuncudur. Yarın o vazifeleri
yapmak için söylüyoruz.
-
Bir de yarın dört rekat namaz var.
-
İstediği vakit kılabilir.
Tabii ikindiden önce olması lazım.
-
İkinden sonra nafile namaz olmaz.
-
O namaz da dört rekat,
-
her rekatta on bir ihlas okuyacaksınız.
-
Bittikten sonra
-
Ḥasbuna Llāhu wa-ni‘ma l-wakīl
ni‘ma l-mawlá wa-ni‘ma n-naṣīr
-
ghufranaka rabbanā wa ilayka l-maṣīr
diye 70 defa okunacak.
-
Ondan sonra da duası var. O duayı da
-
7 defa okunacak in shā’a Llāh.
-
O duadan o günün bereketi olur
üzerimize in shā’a Llāh.
-
Allah ﷻ mübarek eylesin.
-
Bereketleri üzerimize olsun.
-
O makamlar bize de faydası olsun
in shā’a Llāh.
-
O Peygamberlerin, Evliyaların,
Salihlerin,
-
şühedanın, şehit şühedanın makamları
âli olsun in shā’a Llāh.