-
As-Salāmu ‘alaykum wa-raḥmatu Llāhi
wa-barakātuh.
-
A‘ūdhu bi-Llāhi mina sh-shayṭāni
r-rajīm. Bismi Llāhi r-Raḥmāni r-Raḥīm.
-
Aṣ-ṣalātu wa-s-Salāmu ‘alá Rasūlinā
Muḥammadin Sayyidi l-awwalīna
-
wa-l-ākhirīn. Madad yā Rasūla Llāh,
madad yā Sādātī Aṣḥābi Rasūli Llāh,
-
madad yā Mashāyikhanā,
dastūr Mawlānā Shaykh ‘Abdu Llāh
-
al-Fā’iz ad-Dāghistānī, Shaykh Muḥammad
Nāẓim al-Ḥaqqānī. Madad.
-
Ṭarīqatuna ṣ-ṣuḥbah,
wa-l-khayru fi l-jam’iyyah.
-
Bismi Llāhi r-Raḥmāni r-Raḥīm.
-
"Innamā l-mu’minūna ikhwatun
fa-aṣliḥū bayna akhawaykum,
-
wattaqū Llāha la‘allakum turḥamūn"
(49:10).
-
Ṣadaqa Llāhu l-‘aẓīm.
Allah ‘Azza wa-Jalla buyuruyor,
-
Bu bayram münasebetiyle bugün
-
bayramın ikinci günüdür.
-
Şeker bayramı, Ramazan bayramı,
oruç bayramı.
-
Bugün ikinci günüdür.
-
Bayramda yapılacak şeyler
-
Allah ﷻ indinde makbul olan şeylerdir.
-
Bunların
-
akraba ziyareti mühimdir.
-
Akrabaya sıla-i rahim yapmak
-
Müslüman'ın faydasına
-
büyük bir faydadır.
-
Onu yapmayan yani
-
akrabasına küsen şey yapan
-
sıla-i rahmi kesmiş olur diyor.
-
Onun da vebali var.
-
Günahtır yani. Şey değil,
-
mekruh filan değil de günah olur yani.
İnsan bilerek,
-
küserek akrabasına
-
gitmeyen, ona konuşmayan
-
tabii bazı şartlar var.
-
Dinden çıkmış olursa o vakit
gerekmez ona.
-
Ama daha Müslümansa, şeyse, onun
-
bu bayramlar zaten
-
vesile olur ki barışmak için.
-
Müslümanın birbirine barışmak için.
Bahusus
-
ailede küskünlük, dargınlık filan varsa
-
onun için lazımdır.
-
Bu olmaz. Şimdi insanlar
-
herkes kendi kafasına göre yorum yapar.
-
O yorumlar İslam'da geçersizdir.
-
Küskünlük olmaz. Sen
-
Müslüman kardeşin bile şey olmasa bile,
-
akraba olmasa bile ona da
küskünlük olmaz.
-
Selam verirsin fazla
-
teşvik mesai gerek yok.
-
Selam verirse olur. Ama büsbütün,
-
şimdi bazı insanlar var,
-
selam veriyorsun, selam almıyor ya.
-
Buna şahit olduk. Bir yere gitmiştik.
-
Medrese, okul şeyde
-
Rusya tarafında onu şey yaptık.
-
Selam verdik. Acaba benim şeyimi
duymadı,
-
duymadı mı acaba bu adam.
Sonra anladık ki
-
bu selefiymiş.
-
Yani selefi bize selam verse biz alırız.
-
Şia verse onu alırız.
-
Kim olursa selamını almak farzdır.
-
Selam vermek sünnettir. Almak farzdır.
-
Onun için yani bu şeyler mühimdir
bu bayramda.
-
Münasebettir. O küskünlüğü,
-
arada dargınlığı unutmak lazım.
-
Yapamazsan yani fazla muhabbetin
olmasa bile
-
bir selam verirsin. O kadar yani.
-
Sana dargınlık iyi değil.
-
Hem madden de iyi değil,
-
manen de iyi değil.
-
Çünkü küskün iki insan
-
birbirine küskün olup da
böyle bir yerde durursa
-
bir güzel bir ortam olmaz.
-
Bir kötü bir elektrik derler,
enerji derler.
-
Öyle bir küsmüş burada,
öteki tarafta oturuyorlar.
-
Birbirlerine kötü kötü şey yapıyorlar.
-
Bütün o vaziyet, ortam
-
kötü bir şey olur. Onun için
-
Allah ‘Azza wa-Jalla bizim
-
bildiği, bizi yarattığı için
-
en güzel şeyleri bize öğretiyor
-
Peygamber Efendimiz'in ﷺ vasıtasıyla.
-
Onları yapsak rahat oluruz.
-
Yani bu bir tane, bir misal olarak
söylüyoruz.
-
Daha çok şeyler var. Onun için
-
bu bayram münasebetiyle in shā’a Llāh
küskünlük gitsin.
-
Onun yerine iyilik gelsin.
-
Çünkü sıla-i rahim de mühimdir,
-
hem de şey bakımından rızık,
-
Sıla-i rahim yapmayan insan,
rızkı azalır.
-
Fakirliğe sebep olur. Onun için
-
bu bayram münasebetiyle in shā’a Llāh
-
küskünler birbirleriyle barışır.
En azından selam verir.
-
Haber gönderir. Bir
-
telefonla, olmazsa bir buluşamazsan,
-
o da olur in shā’a Llāh. Allah ﷻ
-
bu güzel Allah ‘Azza wa-Jalla'nin
gösterdiği yolda
-
bizi yürümeye müsaade versin
in shā’a Llāh.
-
Her şey O'nun ﷻ izniyle.
Allah ﷻ razı olsun.