Düşüncelerinizi yürüyüşe çıkarın | Marily Oppezzo | TEDxStanford

Stanford'da eğitim psikoloğu olan ve egzersiz yapma ve hareket etmenin yaratıcı düşünce üzerine etkisini araştıran Oppezzo, eğer yaratıcılığınızı gerçekten harekete geçirmek istiyorsanız koltuktan kalkın, ofisten çıkın ve bir yürüyüş yapın diyor. Araştırmalar yürürken yapılan düşünmenin, yeni fikirler üretme ve sorun çözme kabiliyetimiz üzerinde ölçülebilir bir etkisi olduğunu söylüyor. Oppezzo bu kısa konuşmada yaratıcılığımızı geliştirmek için yürümenin gücünden yararlanmada hangi adımları atacağımızı anlatıyor.

Marily Oppezzo, insanların fiziksel ve zihinsel çevrelerinin öğrenme ve sağlık davranışlarına nasıl olumlu bir etki yaptığını araştıran bir davranış ve öğrenme bilim insanı. Oppezzo'nun geçmişi, eğitim bilimleri, psikoloji ve sağlık bilimleri ile kesiştiğinden onu sağlığı (disiplinler arası perspektiften özellikle oturma, hareketsizlik davranışlarını) incelemede benzersiz bir konuma getiriyor. Oppezzo, Stanford General Clinical Research Center'da (Stanford Genel Kinik Deney Merkezi) yaptığı bir tez araştırması ile Gıda Bilimlerinde, Master derecesini tamamladı. Palo Alto Veterans Affairs Hospital (Gazi Isleri Hastanesi)'de hastalık gelişimlerinin fizyopatolojisini inceleyerek Belgeli Diyetisyen oldu ve doktorasını Stanford'da eğitim psikolojisi alanında yaptı. Oppezzo doktora sonrası derslerini Stanford’s Prevention Research Center'da (Stanford Önlem Araştırma Merkezi) sağlık davranışlarını değiştirme ve kronik hastalıkları önleme konularında veriyor.

Bu konuşma TED konferansı formatı kullanılarak yerel bir topluluk tarafından bağımsız organize edilen bir TEDx etkinliğinde yapılmıştır. Daha fazla bilgi için http://ted.com/tedx adresini ziyaret edin.

Yeni fikirleri herkes sever.

Peki size yaratıcı düşünceyi
artırmak için

yaratıcılık eğitimlerine
binlerce dolar dökmenize

ve komik bir sakal bırakmanıza

gerek olmadığını

(Kahkahalar)

veya ancestry.com'da genetik
tarihinizde şans eseri

bir mucize bulmanız gerekmediğini
söylesem ne dersiniz.

Yani yaratıcılık aslında
elit bir azınlığa ait sır

veya çok az şanslı insanın

doğuştan sahip olduğu
bir özellik değildir.

Aslında, yaratıcılık bir seçimdir

ve hepimiz her zaman yaratıcı
olmayı seçebiliriz.

Bunu artırmak için
bir dizi strateji seçebiliriz.

Bugün size sadece bir
tanesinden bahsedeceğim

ve bu oldukça basit ve ucuz:

Yürüyüşe çıkın.

Yani şunu söylebilirsiniz
"Dur bir dakika, bu yeni bir şey değil ki,

yürümeyi Steve Jobs icat etti!

(Kahkahalar)

Yürüyerek yaptığı
toplantıları ünlüydü.

Yeni bir şey söylemiyorsun!"

Evet, haklısınız!

Yani, tarihteki pek çok
büyük fikir adamı

düşünürken yürümeyi severdi-

ve tabii ki Aristo.

Aristo'nun ders verirken
yürüdüğüne dair ünlü bir söylenti var

ve onun öğrencilerine
"Peripatetikler" denirmiş ki anlamı

"dolaşıp duranlar" demek.

Yani yürüme olgusunun

geliştirdiğiniz yeni
fikirlerin sayısını artırdığı,

yeni bir fikir değil.

Ancak bunu deneylerle,

bilimsel olarak kanıtlayacak
bir bilim adamı bulamamıştık.

Böylece, Dan Schwartz,
Eğitim Enstititüsü'nün dekanı

ve ben, bu zaten herkesin bildiği fikri
deneysel olarak araştırmaya giriştik.

Yaratım sürecini- bunu bilirsiniz.

İlk fikirden son ürüne kadar geçen

uzun bir süreç.

Çok fazla tekrar, çok fazla düzeltme,

kan, ter, gözyaşı ve geçen yıllar.

Şöyle bir yürüyüşe çıkıp
sol elimizde Sistine Şapeli ile

geri döneceğimizi
düşünmüyoruz değil mi?

Öyleyse yaratım sürecinin
hangi yönüne odaklandık?

Sadece ilk kısmına.

Beyin fırtınası yapıp
yeni bir fikir bulma kısmına.

Aslında bir kapalı veya
açık alanda yürüyen

çeşitli insanlar üzerinde
dört araştırma yaptık

ve bu araştırmaların hepsinde
aynı sonuca ulaştık.

Size bugün bir tanesinden
bahsedeceğim.

Yaratıcılık için kullandığımız
testlerden biri "Alternatif Kullanımdı."

Bu testte görev, dört dakika içinde

gündelik bir eşyanın farklı
bir biçimde kullanımı için

yeni fikirler üretmekti.

Yani örneğin, bir anahtarla

kapı açmak dışında ne yapabilirsiniz?

Yani bunu bir zürafanın üçüncü göz küresi
olarak kullanabilirsiniz değil mi?

Belki. Bu biraz ilginç
ve azıcık yeni bir fikir.

Ama acaba yaratıcı mı?

Denekler olabildiğince
fazla sayıda fikir üretti

ve biz bunların yaratıcı
olup olmadığına karar vermeliydik.

Yaratıcılığın tanımını çoğu kişi,

uygun bir yenilikle bağdaştırır.

Yani uygun ve gerçekçi
bir fikir olmalıydı.

Maalesef bir anahtarı göz
küresi olarak kullanamazsınız, cık!

İkincisi yeni olmalıydı, yani
kimse bunu söylememiş olmalıydı.

Yani yenilikçi fikir öncelikle
uygun olmalıydı

ve sonra bu yeniliği

araştırmaya katılanlardan başka
hiç kimse söylememiş olmalıydı.

Yani şunu düşünebilirsin "Anahtar
birinin arabasını çizmede kullanılabilir."

Ama bunu başka biri daha söylemişse
bundan kredi almıyorsun,

heri iki kişi de almıyor.

Ancak tek bir kişi şunu söylemişti:

"Ölüyorsan ve bu gizemli
kalacak bir cinayetse

son sözlerin olarak
katilin adını yere kazımak için

anahtarı kullanabilirsin."

Bir kişi bunu söyledi.

Ve bu yaratıcı bir fikirdi
çünkü uygun ve yeniydi.

Ve bu testi otururken veya
yürüme bandında yapıp

yeni fikirler üretiyordunuz.

Test iki kez, farklı objelerle,

üç grupta yapıldı.

İlk grup; ilk seferde oturdu
ve ikinci test için yine oturdu.

İkinci grup; ilk seferde oturdu

ve sonra ikinci testi
yürüme bandında yaptı.

Üçüncü grup ve bu ilginç;

ilkinde yürüme bandına çıktılar
ve sonra oturdular

İlk test için iki grup birlikte oturdu

ve birbirlerine oldukça benziyorlardı

ve kişi başı ortalama
20 yaratıcı fikir ürettiler.

Yürüme bandındaki grup ise

yaklaşık iki katı fikir üretti.

Ve yaptıkları sadece penceresiz
bir odada bantta yürümekti.

Hatırlayalım, testi iki kez yaptılar.

İkinci test için ikinci kez oturan grup

daha iyiye gitmedi,
alıştırma işe yaramamıştı.

Fakat önce oturup sonra bantta
yürüyen aynı kişilerde

büyük bir artış oldu.

İlginç olan şuydu.

Yürüme bandında yürüyen kişilerde

hâlâ yürümenin
artçı etkisini görülüyordu

ve daha sonra da yaratıcıydılar.

Yani bunun anlamı şu olabilir;

bir sonraki önemli toplantıdan önce
bir yürüyüşe çık,

sonra hemen beyin fırtınasına başla.

Size bu etkiyi azami seviyeye
çıkaracak beş ipucumuz var.

Önce beyin fırtınası yapılacak
bir problem veya konu seçin.

Bu duş etkisi gibi değil-

duştayken şampuan şişesinden

fırlayıveren yeni bir fikir gibi değil.

Bu önceden düşüneceğiniz bir şey

ve bilinçli olarak,

yürürken beyin fırtınası yapıp
farklı bir açıdan düşüneceksiniz.

İkincisi- Bu bana çok soruluyor-

Koşarken yapsak olur mu?

Yani, bence cevap,
eğer ben koşuyor olsaydım

aklıma gelecek tek fikir durmak olurdu.

(Kahkahalar)

Ama koşmak sizin için
rahat bir şeyse- tamam.

Görünen şu ki çok dikkat
istemeyen herhangi bir aktivite olabilir.

Yani rahat bir tempoyla yapılan yürüyüş

iyi bir seçim olur.

Ayrıca, mümkün olduğunca çok
fikir üretmek istersiniz

yaratıcılıkta ilk fikre saplanıp
kalmama önemli bir noktadır.

Devam edin, peşinden gideceğiniz bir
iki fikir bulana kadar yenilerini üretin.

Onları yazmazsanız unutabileceğinizden

endişe edebilirsiniz.

Yapılacak şey onları anlatmak.

Herkes yeni fikirleri hakkında konuşurken

kulaklığınızı takıp telefona
kaydedebilirsiniz

ve sonra yaratıcı bir sohbete
katılıyormuş gibi yapabilirsiniz.

Çünkü fikirlerinizi yazma eylemi
bir filtreleme gerektirir.

"Acaba yazmaya değer bir fikir mi?" vs.
Ve sonra yazarsınız.

Yani olabildiğince çok konuşun,
kaydedin ve sonra tekrar düşünün.

Ve son olarak, bunu
sonsuza kadar yapmayın.

Yürüyüşe çıkmışsanız
ve aklınıza yeni bir fikir gelmiyorsa

başka bir zaman tekrar deneyin.

Sanırım ara zamanı yaklaşıyor.

Bir fikrim var!

Neden bir tasma alıp düşüncelerinizi
yürüyüşe çıkarmıyorsunuz?

Teşekkürler.

(Alkışlar)