< Return to Video

Büyük Liderler Harekete Nasıl İlham Verir? - Simon Sinek TEDxPugetSound

  • 0:02 - 0:08
    Tutkularla hayatları birleştiren bir
    program olsa nasıl başlarsınız?
  • 0:08 - 0:10
    "Neden" ile başlarsınız.
  • 0:10 - 0:12
    Neden?
  • 0:12 - 0:17
    Gecenin ilk konuşmacısı ile başlıyoruz -
    Simon Sinek
  • 0:17 - 0:20
    Konuşması "Neden ile başla".
  • 0:23 - 0:28
    Simon Sinek: Neyi neden yaptığımızı
    bildiğimizi sanıyoruz.
  • 0:28 - 0:32
    Eğer işler düşündüğümüz gibi gitmezse,
    bunu nasıl açıklarsınız?
  • 0:32 - 0:37
    Veya daha iyisi, diğerlerinin her şeye
    baş kaldırarak
  • 0:37 - 0:40
    başardığı şeyleri nasıl açıklarsınız?
  • 0:40 - 0:43
    Örneğin: Neden Apple çok yenilikçi?
  • 0:43 - 0:45
    Seneler seneleri kovalarken,
    seneler geçtikçe
  • 0:45 - 0:48
    kendi rekabetlerinden
    daha çok yenilikçiler.
  • 0:48 - 0:49
    Ve aslında onlar sadece
  • 0:49 - 0:50
    bir bilgisayar firması.
  • 0:50 - 0:51
    Onlar sadece herkes gibiler.
  • 0:51 - 0:53
    Onlar aynı yeteneklere aynı
    ulaşım şansına,
  • 0:53 - 0:57
    aynı ajanslara, aynı danışmanlara,
    aynı medyaya sahipler.
  • 0:57 - 1:01
    O halde onlarda neden bir şeyler
    farklı gibi gözüküyor?
  • 1:01 - 1:06
    Neden 'Martin Luther King' Sivil
    Hakları Hareketine öncülük etti?
  • 1:06 - 1:10
    O Amerika'da önceki vatandaş haklarından
    acı çeken tek insan değildi.
  • 1:10 - 1:11
    Ve kesinlikle o dönemin tek
  • 1:11 - 1:12
    harika konuşmacısı değildi.
  • 1:12 - 1:14
    Neden o?
  • 1:14 - 1:18
    Ve neden 'Wright' kardeşler güç kontrollü,
    insanlı uçuşu becerebildiler de
  • 1:18 - 1:21
    aynı zaman içerisinde, kesinlikle
    daha yetenekli,
  • 1:21 - 1:24
    daha iyi finanse edilmiş diğer
    takımlar
  • 1:24 - 1:27
    bu uçuşu beceremediler ve
  • 1:27 - 1:30
    Wright kardeşler onları alt etti?
  • 1:30 - 1:33
    Burada başka bir şey rol oynuyor.
  • 1:33 - 1:37
    Yaklaşık üç buçuk sene önce
    bir keşifte bulundum,
  • 1:37 - 1:41
    ve bu keşif benim dünyanın nasıl işlediği
  • 1:41 - 1:42
    görüşümü kökünden değiştirdi.
  • 1:42 - 1:48
    Ve hatta benim onun içinde
    idare edişimi de kökten değiştirdi.
  • 1:48 - 1:51
    Ortaya çıkan şu, burada bir örüntü var.
  • 1:51 - 1:56
    Ortaya çıkan şu; tüm dünyadaki mükemmel ve
    ilham verici liderler ve kuruluşlar,
  • 1:56 - 1:58
    Apple veya Martin Luther King veya
    Wright kardeşler,
  • 1:58 - 2:03
    hepsi aynı şekilde düşünür, hareket eder
    ve iletişim kurarlar.
  • 2:03 - 2:07
    Ve bu diğer tüm kişilerde
    tamamen tersidir.
  • 2:07 - 2:12
    Tüm yaptığım olayı kodlamaktı.
    Ve muhtemelen dünyanın en basit fikridir.
  • 2:12 - 2:15
    Buna altın çember diyorum.
  • 2:23 - 2:25
    Neden? Nasıl? Ne?
  • 2:25 - 2:29
    Bu fikir neden bazı kuruluşlar
    ve bazı liderler ilham verebilirken
  • 2:29 - 2:32
    diğerlerinin veremediğini açıklıyor.
  • 2:32 - 2:34
    Çabucak terimleri sizlere açıklayayım.
  • 2:34 - 2:37
    Gezegen üzerinde her kişi, her tek kuruluş
  • 2:37 - 2:40
    ne yaptıklarını biliyorlar,
    yüzde 100.
  • 2:40 - 2:42
    Bazıları nasıl yapıldığını biliyorlar,
    ister onu
  • 2:42 - 2:45
    değeri farklılaşmış teklif olarak veya
  • 2:45 - 2:47
    kişiye özel bir işlem veya USP'niz
    olarak adlandırın.
  • 2:47 - 2:52
    Fakat çok, çok az insan veya kuruluş
    neyi neden yaptıklarını biliyor.
  • 2:52 - 2:54
    Ve "neden" ile demek istediğim
    "kâr yapmak" değil.
  • 2:54 - 2:56
    Bu bir sonuçtur. Her zaman bir sonuçtur.
  • 2:56 - 2:58
    "Neden" ile demek istediğim:
    amacın nedir?
  • 2:58 - 3:01
    Senin sebebin nedir? Senin inancın nedir?
  • 3:01 - 3:04
    Neden senin kuruluşun mevcut olmakta?
  • 3:04 - 3:06
    Sonuçta, bizim düşünme, hareket etme
  • 3:06 - 3:08
    ve iletişim kurma şeklimiz
    içeriden dışarı doğru.
  • 3:08 - 3:12
    Aşikardır ki, biz en şeffaflıktan
    en karmaşıklığa doğru gidiyoruz.
  • 3:12 - 3:16
    Fakat ilham verici liderler
    ve ilham verici kuruluşlar,
  • 3:16 - 3:19
    boyutları ne olursa olsun, hangi
    endüstride olurlarsa olsunlar,
  • 3:19 - 3:24
    hepsi içeriden dışarıya düşünür,
    hareket eder ve iletişim kurarlar.
  • 3:24 - 3:25
    Sizlere bir örnek vereyim.
  • 3:25 - 3:29
    Apple'ı ' örnek veriyorum
    çünkü onları anlamak herkesçe kolay.
  • 3:29 - 3:32
    Eğer 'Apple' herkes gibi olsaydı,
  • 3:32 - 3:35
    onların pazarlama mesajı şöyle olurdu:
  • 3:35 - 3:38
    "Biz mükemmel bilgisayar yaparız.
  • 3:38 - 3:41
    Onlar harika tasarlanmış, kullanımı
    kolay ve kullanıcı dostu.
  • 3:41 - 3:45
    Bir tane de siz almak ister misiniz?"
    "Eh."
  • 3:45 - 3:47
    Genelde bu şekilde iletişim kurarız.
  • 3:47 - 3:49
    Çoğu pazarlama ve satış
    böyle yapılır.
  • 3:49 - 3:51
    Ve çoğumuz böyle iletişim kurar.
  • 3:51 - 3:54
    Ne yaptığımızı, nasıl farklı ve daha iyi
    yaptığımızı söyleriz,
  • 3:54 - 3:55
    ve çeşitli davranışlar bekleriz,
  • 3:55 - 3:57
    bir satın alma, bir oy ve benzeri şeyler.
  • 3:57 - 3:59
    İşte bizim yeni hukuk firmamız.
  • 3:59 - 4:00
    En büyük müvekkillere
  • 4:00 - 4:01
    en iyi avukatlara sahibiz.
  • 4:01 - 4:02
    Her zaman müşterilerimiz
  • 4:02 - 4:03
    için çalışırız.
  • 4:03 - 4:06
    İşte bizim yeni otomobilimiz.
    Mükemmel benzin tüketimi,
  • 4:06 - 4:09
    deri koltukları var, bizim arabamızı
    satın alın.
  • 4:09 - 4:11
    Fakat bu ilham verici değil.
  • 4:12 - 4:14
    İşte Apple gerçekte böyle
    iletişim kuruyor:
  • 4:14 - 4:20
    "Yaptığımız, inandığımız her şey
    mevcut duruma meydan okumaktır.
  • 4:20 - 4:23
    Biz farklı düşünmeye inanırız.
  • 4:23 - 4:25
    Mevcut duruma harika dizayn edilmiş,
  • 4:25 - 4:27
    kullanımı kolay ve kullanıcı dostu ürünler
  • 4:27 - 4:30
    üreterek meydan okuruz.
  • 4:30 - 4:32
    Biz sadece mükemmel bilgisayar üretiriz.
  • 4:32 - 4:34
    Bir tane de siz almak ister misiniz?"
  • 4:34 - 4:36
    Tamamen farklı, değil mi?
  • 4:36 - 4:38
    Benden bilgisayar almaya hazırsınız.
  • 4:38 - 4:39
    Tek yaptığım bilgilerin
  • 4:39 - 4:40
    sırasını tersten aktarmak.
  • 4:40 - 4:42
    İnsanlar ne yaptığını değil
  • 4:42 - 4:43
    neden yaptığını satın alıyor.
  • 4:43 - 4:45
    İnsanlar ne yaptığını değil
  • 4:45 - 4:47
    neden yaptığını satın alıyor.
  • 4:47 - 4:49
    Bu neden bu odadaki her bir insanın neden
  • 4:49 - 4:52
    rahatça bir Apple bilgisayar
    aldığını açıklıyor.
  • 4:52 - 4:56
    Fakat biz aynı zamanda rahatça Apple
    marka MP3 çalar,
  • 4:56 - 4:59
    veya Apple marka telefon veya
    Apple marka DVR alıyoruz.
  • 4:59 - 5:01
    Fakat, önceden de dediğim gibi,
    Apple yalnızca
  • 5:01 - 5:03
    bir bilgisayar şirketi.
  • 5:03 - 5:05
    Onu diğer rakiplerinden yapısal olarak
  • 5:05 - 5:06
    ayıran hiçbir farklılık yok.
  • 5:06 - 5:07
    Hepsi bu ürünlerin aynılarını
  • 5:07 - 5:08
    üretebilecek nitelikte.
  • 5:08 - 5:10
    Aslında denediler de...
  • 5:10 - 5:13
    Birkaç yıl önce, 'Gateway' düz ekran
    TV'ler çıkardı.
  • 5:13 - 5:15
    Düz ekran TV üretmede
    fazlasıyla nitelikliler.
  • 5:15 - 5:18
    Onlar senelerden beri düz ekran
    monitörler üretiyorlar.
  • 5:18 - 5:20
    Hiç kimse bir tane dahi satın almadı.
  • 5:20 - 5:25
    Dell MP3 çalar ve PDA'lerle çıkardı
    ve mükemmel kalitede ürünler üretti.
  • 5:25 - 5:28
    Ve onlar mükemmel tasarlanmış
    ürünler üretti.
  • 5:28 - 5:30
    Ve kimse bir tane dahi satın almadı.
  • 5:30 - 5:32
    Aslında, şu an bile Dell'den MP3 çalar
  • 5:32 - 5:33
    satın almayı hayal edemiyoruz.
  • 5:33 - 5:35
    Niçin bir bilgisayar firmasından
  • 5:35 - 5:36
    MP3 çalar satın alasın ki?
  • 5:36 - 5:37
    Ama bunu her gün yapıyoruz.
  • 5:37 - 5:40
    İnsanlar ne yaptığını değil
    neden yaptığını satın alıyor.
  • 5:40 - 5:46
    Amaç sende olana ihtiyacı olanlarla
    ticaret yapmak değil.
  • 5:46 - 5:51
    Amaç senin inandığına inananlarla
    ticaret yapmak.
  • 5:51 - 5:53
    İşte bu en iyi kısmı:
  • 5:53 - 5:55
    Söylediklerimin hiçbiri benim
    fikrim değil.
  • 5:55 - 5:57
    Tümü biyolojinin prensiplerine
    dayanmakta.
  • 5:57 - 6:00
    Psikoloji değil, biyoloji.
  • 6:00 - 6:02
    Eğer insan beyni kesitine bakarsak
  • 6:02 - 6:03
    yukarıdan aşağı,
  • 6:03 - 6:07
    üç ana kısma ayrıldığını görürüz.
  • 6:07 - 6:10
    Bu mükemmel bir şekilde altın
    çemberle bağlantılı.
  • 6:10 - 6:13
    Bizim en yeni beynimiz,
    bizim Homo Sapien beynimiz,
  • 6:13 - 6:17
    bizim yeni korteksimiz,
    "ne" kademesine karşılık gelir.
  • 6:17 - 6:19
    Yeni korteksimiz tüm mantıklı ve
  • 6:19 - 6:23
    analitik düşüncelerden ve
    dilden sorumludur.
  • 6:23 - 6:26
    Ortadaki iki bölüm bizim limbik
    beynimizi oluşturur.
  • 6:26 - 6:29
    Ve bizim limbik beynimiz, güven ve
    sadakat gibi
  • 6:29 - 6:32
    tüm hislerimizden sorumludur.
  • 6:32 - 6:35
    Aynı zamanda tüm insan davranışlarından,
  • 6:35 - 6:36
    tüm kararlardan sorumludur
  • 6:36 - 6:39
    ve dil için hiç kapasitesi yoktur.
  • 6:39 - 6:42
    Diğer bir deyişle, içeriden dışarıya
    iletişim kurduğumuzda
  • 6:42 - 6:45
    evet, insanlar özellikler ve faydalar
    ve gerçekler ve rakamlar gibi
  • 6:45 - 6:48
    muazzam miktarda karmaşık
    bilgileri anlayabilirler.
  • 6:48 - 6:50
    Bu sadece davranışı harekete geçirmez.
  • 6:50 - 6:52
    İçeriden dışarı iletişim kurduğumuzda
  • 6:52 - 6:56
    bizler direkt olarak beynin davranışı
    kontrol eden kısmından konuşuyoruz,
  • 6:56 - 6:58
    ve söyleyip yaptığımız somut cisimlerle
    insanların
  • 6:58 - 7:00
    rasyonelleştirmelerine izin veriyoruz.
  • 7:00 - 7:03
    Bu ise içgüdüsel kararlarının geldiği yer.
  • 7:03 - 7:06
    Biliyorsunuz ki, bazen birine tüm
    gerçekler ve rakamları verirsiniz,
  • 7:06 - 7:08
    "Tüm gerçek ve detayların ne
    anlama geldiğini
  • 7:08 - 7:10
    biliyorum ama bu doğru gelmiyor" derler.
  • 7:10 - 7:13
    Neden şu fiili kullanırız, doğru "gelmez"?
  • 7:13 - 7:17
    Çünkü beynin bu kısmı karar vermeyi
    kontrol ediyor, dili değil.
  • 7:17 - 7:19
    Ve bizim en iyi ifademiz, "Bilmiyorum,
    sadece doğru gibi gelmiyor."
  • 7:19 - 7:21
    Bazen kalbinizin sizi yönlendirdiğini
    söylersiniz
  • 7:21 - 7:23
    veya ruhunuzun...
  • 7:23 - 7:26
    Bunu bozmaktan nefret ediyorum ama
    davranışımızı
  • 7:26 - 7:27
    kontrol eden başka bir parça yok.
  • 7:27 - 7:29
    Bu olanların tümü limbik beyninizde,
  • 7:29 - 7:33
    karar vermeyi kontrol eden parçada
    gerçekleşiyor, dili değil.
  • 7:33 - 7:36
    Eğer neyi neden yaptığınızı bilmiyorsanız,
  • 7:36 - 7:39
    ve insanlar sizin neyi neden yaptığınıza
    karşılık veriyorsa,
  • 7:39 - 7:43
    insanların sana oy kullanmasını
    veya senden bir şey satın almasını
  • 7:43 - 7:46
    veya daha önemlisi, sadık olmasını,
  • 7:46 - 7:49
    yaptıklarının bir parçası olmalarını
    nasıl sağlayacaksın?
  • 7:49 - 7:52
    Amaç sende olana ihtiyacı olanı
    insanlara satmak değil,
  • 7:52 - 7:55
    amaç senin inandığına inanlara
    satış yapmaktır.
  • 7:55 - 7:59
    Hedef sadece iş arayan insanları
    işe almak değil,
  • 7:59 - 8:02
    senin inandığına inananları işe almaktır.
  • 8:02 - 8:05
    Bildiğiniz gibi, her zaman söylerim,
  • 8:05 - 8:10
    eğer insanları sadece işi yapabildikleri
    için işe alırsanız paranız için çalışırlar
  • 8:10 - 8:12
    ama sizin inandığınıza inanıyorlarsa,
  • 8:12 - 8:14
    kan, ter ve gözyaşı içinde sizin
    için çalışacaklardır.
  • 8:14 - 8:17
    Ve hiçbir yerde bunun Wright
    kardeşlerden
  • 8:17 - 8:18
    daha iyi bir örneği olamaz.
  • 8:18 - 8:21
    Çoğu insan Samuel Pierpont Langley
    hakkında bir şey bilmiyor.
  • 8:21 - 8:24
    20. yüzyılın başlarında,
  • 8:24 - 8:27
    insanlı uçuş arayışları bugünün
    .com'u gibiyidi.
  • 8:27 - 8:29
    Herkes onu deniyordu.
  • 8:29 - 8:32
    Ve Samuel Pierpont Langley bizim
    varsayımlarımıza göre
  • 8:32 - 8:35
    başarının tarifine sahipti.
  • 8:35 - 8:37
    Yani, şu anda bile, insanlara sorun,
  • 8:37 - 8:39
    "Niçin senin ürünün veya
    firman başarısız oldu?"
  • 8:39 - 8:41
    İnsanlar aynı üç şeyi
  • 8:41 - 8:43
    farklı şekillerde sizlere sıralar,
  • 8:43 - 8:46
    yetersiz sermaye, yanlış insanlar,
    kötü piyasa koşulları.
  • 8:46 - 8:49
    Her zaman aynı üç şey,
    o zaman onları inceleyelim.
  • 8:49 - 8:54
    Samuel Pierpont Langley'e Savaş
    Bakanlığı'nca uçan makineleri
  • 8:54 - 8:56
    anlaması için 50,000 dolar verildi.
  • 8:56 - 8:58
    Para hiç mesele değildi.
  • 8:58 - 9:01
    Hardvard'ta bir makam sahibiydi ve
    Smithsonian'da çalıştı
  • 9:01 - 9:03
    ve çok iyi bağlantıları vardı.
  • 9:03 - 9:05
    Tüm büyük akla sahip kişileri tanıyordu.
  • 9:05 - 9:08
    Paranın bulabileceği en iyi
    beyinleri işe aldı.
  • 9:08 - 9:11
    Ve piyasa koşulları mükemmeldi.
  • 9:11 - 9:13
    The New York Times onu her yerde
    takip ediyordu.
  • 9:13 - 9:16
    Ve herkes Langley'in tarafını tutuyordu.
  • 9:16 - 9:19
    O halde neden Samuel Pierpont Langley
    hakkında hiçbir şey duymadık?
  • 9:19 - 9:23
    Birkaç yüz mil uzaklıkta Dayton Ohio'da
  • 9:23 - 9:24
    Orville ve Wilbur Wright,
  • 9:24 - 9:28
    başarının tarifi için değerlendirdiğimiz
    hiçbir şeye sahip değillerdi.
  • 9:28 - 9:31
    Paraları yoktu. Bisiklet
    dükkanından gelen
  • 9:31 - 9:33
    hasılayla hayallerini ödediler.
  • 9:33 - 9:37
    Wright kardeşlerin takımında bir
    tek kişinin bile kolej eğitimi yoktu,
  • 9:37 - 9:39
    Orville'nin veya Wilbur'ün bile...
  • 9:39 - 9:43
    Ve The New York Times onları hiçbir
    yerde takip etmedi.
  • 9:43 - 9:47
    Farkları, Orville ve Wilbur'ün bir neden
    tarafından sürüklenmeleriydi,
  • 9:47 - 9:48
    bir amaçla, bir inanışla tarafından...
  • 9:48 - 9:52
    İnandılar ki, eğer bu uçan makineyi
    başarabilirlerse,
  • 9:52 - 9:56
    dünyanın gidişatını değiştireceklerdi.
  • 9:56 - 9:58
    Samuel Pierpont Langley farklıydı.
  • 9:58 - 10:00
    O zengin ve meşhur olmak istiyordu.
  • 10:00 - 10:04
    O sonucu elde etmeye çalışıyordu.
    O zenginliği yakalamaya çalışıyordu.
  • 10:04 - 10:06
    Ve işte bakın ne oldu.
  • 10:06 - 10:10
    Wright kardeşlerin hayallerine
    inanan insanlar,
  • 10:10 - 10:12
    onlarla kan, ter ve göz yaşları
    içinde çalıştılar.
  • 10:12 - 10:15
    Diğerleri sadece maaş için çalıştılar.
  • 10:15 - 10:17
    Wright kardeşlerin nasıl dışarı çıktığının
    hikayesi anlatılır
  • 10:17 - 10:19
    Beş set parça almaları gerekiyordu,
  • 10:19 - 10:24
    çünkü bu akşam yemeğine kadar
    kaç kez kaza yaptıklarının sayısı.
  • 10:24 - 10:28
    Ve, nihayet, 17 Aralık 1903'te,
  • 10:28 - 10:30
    Wright kardeşler uçtular,
  • 10:30 - 10:33
    ve orada bunu yaşayacak kimse yoktu.
  • 10:33 - 10:36
    Birkaç gün sonra neler olduğunu öğrendik.
  • 10:36 - 10:40
    Langley'nin yanlış motivasyona
    sahip olmasının bir başka kanıtı da
  • 10:40 - 10:44
    Wright kardeşlerin uçtuğu gün,
    o da işinden ayrılmasıydı.
  • 10:44 - 10:47
    Diyebilirdi ki: "Bu mükemmel bir
    buluş çocuklar,
  • 10:47 - 10:50
    sizin teknolojiniz üzerinden bunu
    geliştireceğim" ama bunu yapmadı.
  • 10:50 - 10:52
    O ilk değildi, zengin olamadı,
  • 10:52 - 10:55
    meşhur olamadı, sonuçta da işten ayrıldı.
  • 10:55 - 10:56
    İnsanlar ne yaptığınızı değil,
  • 10:56 - 10:58
    neden yaptığınızı satın alırlar.
  • 10:58 - 10:59
    Ve eğer neye inandığınız
  • 10:59 - 11:01
    hakkında konuşursanız,
  • 11:01 - 11:03
    sizin inandığınıza inananların
    ilgisini çekersiniz
  • 11:03 - 11:08
    Fakat neden onların ilgisini
    çekmek önemlidir?
  • 11:08 - 11:10
    Yenilik dağılım yasası adında bir şey var.
  • 11:10 - 11:12
    Eğer yasayı bilmiyorsanız da
    teknik terim hakkında
  • 11:12 - 11:15
    kesinlikle bilginiz vardır.
  • 11:15 - 11:18
    Nüfusumuzun ilk yüzde iki buçuğu
    yenilikçilerimizdir.
  • 11:18 - 11:22
    Nüfusumuzun öteki yüzde 13,5'u
    erken kullanıcılarımızdır.
  • 11:22 - 11:25
    Öteki yüzde 34'ü de erken çoğunluk,
  • 11:25 - 11:27
    geç çoğunluk ve geri kalanlardır.
  • 11:28 - 11:30
    Tuşlu telefonları almamızın nedeni
  • 11:30 - 11:32
    çevirmeli telefonları artık alamamamız.
  • 11:32 - 11:35
    (Gülüşmeler)
  • 11:35 - 11:37
    Bu ölçekte çeşitli yerlerde çeşitli
    zamanlarda bulunuyoruz.
  • 11:37 - 11:41
    Fakat yenilik dağılım yasasının
    bize söylediği şu:
  • 11:41 - 11:43
    Eğer kitlesel pazar başarısı veya
  • 11:43 - 11:46
    bir fikrin kitlesel pazarda kabulünü
    istiyorsan,
  • 11:46 - 11:50
    yüzde 15 ile yüzde 18 arasındaki
    pazara girmeyi gösteren
  • 11:50 - 11:56
    bu dönüm noktasına ulaşana kadar ona sahip
    olamazsın. Ve sonra sistem döner.
  • 11:56 - 11:59
    İş adamlarına şunu sormayı seviyorum
    "Yeni işteki yeniliğiniz nedir?"
  • 11:59 - 12:01
    Sizlere gururla
    "Ortalama yüzde 10" derler.
  • 12:01 - 12:03
    Tabi ki yüzde 10 yapabilirsiniz.
  • 12:03 - 12:05
    Hepimizin "anlayan" yüzde 10'u vardır.
  • 12:05 - 12:06
    Onları böyle tarif
  • 12:06 - 12:07
    ediyoruz, değil mi?
  • 12:07 - 12:08
    Bu içgüdüsel bir histir:
  • 12:08 - 12:09
    "Oh, anladılar".
  • 12:09 - 12:10
    Sorun şu ki: Anlayanları
  • 12:10 - 12:14
    onlarla ticaret yapmadan önce
    nasıl bulursunuz?
  • 12:14 - 12:18
    Burada kapatmak zorunda olduğun,
    bu ufacık açıklık,
  • 12:18 - 12:21
    Jeffrey Moore'un tanımladığı gibi
    "uçurumdan karşıya geçmek."
  • 12:21 - 12:24
    Çünkü, gördüğünüz üzere erken çoğunluk
  • 12:24 - 12:28
    başka biri ilk deneyene kadar
    bir şeyler denemeyecek.
  • 12:28 - 12:31
    Ve bu kişiler, yenilikçiler ve erken
    kullanıcılar,
  • 12:31 - 12:34
    içgüdüsel kararlar vermekte
    rahattırlar.
  • 12:34 - 12:36
    Onlar mevcut olan ürünlerle değil,
  • 12:36 - 12:41
    dünyada inandıkları şeyler sayesinde
    rahatlıkla
  • 12:41 - 12:42
    sezgisel kararlar verebiliyorlar.
  • 12:42 - 12:45
    Bu insanlar iPhone ilk çıktığında
    satın almak için
  • 12:45 - 12:47
    kuyrukta 6 saat kuyrukta bekleyenler,
  • 12:47 - 12:49
    gelecek hafta mağazaya gidip raftan
  • 12:49 - 12:50
    bir tane alabilecekken...
  • 12:50 - 12:53
    Bu insanlar düz ekran TV'ye ilk çıktığında
  • 12:53 - 12:55
    40,000 dolar harcayanlar,
  • 12:55 - 12:59
    teknoloji belli bir standardın altında
    olsa bile.
  • 12:59 - 13:00
    Ve bu arada teknoloji çok iyi
  • 13:00 - 13:04
    olduğu için yapmadılar.
    Kendileri için yaptılar.
  • 13:04 - 13:06
    Çünkü ilk olmak istediler.
  • 13:06 - 13:08
    İnsanlar ne yaptığını değil,
  • 13:08 - 13:10
    neden yaptığını satın alırlar.
  • 13:10 - 13:12
    Ve yaptığınız neye inandığınızı
    basitçe ispatlıyor.
  • 13:12 - 13:16
    Aslında insanlar inandıklarını
    ispatlayan şeyleri yapıyor.
  • 13:16 - 13:21
    O kişinin iPhone'u ilk altı saatte satın
    almasının, 6 saat sırada beklemesinin
  • 13:21 - 13:23
    sebebi dünya hakkında inandıklarından ve
  • 13:23 - 13:25
    herkesin kendisini nasıl görmesini
  • 13:25 - 13:27
    istediğinden kaynaklanıyordu.
  • 13:27 - 13:29
    Onlar ilktiler.
  • 13:29 - 13:31
    İnsanlar ne yaptığını değil,
  • 13:31 - 13:32
    neden yaptığını satın alırlar.
  • 13:32 - 13:34
    Sizlere meşhur bir örnek vereyim,
  • 13:34 - 13:38
    yenilik dağılım yasasının meşhur bir
    başarısızlık ve de başarı örneği.
  • 13:38 - 13:40
    Birincisi, meşhur başarısızlık.
  • 13:40 - 13:42
    Bu bir ticari örnek.
  • 13:42 - 13:45
    Az önce de söylediğimiz gibi, başarının
    tarifi para,
  • 13:45 - 13:46
    doğru insanlar ve
  • 13:46 - 13:47
    doğru piyasa koşulları.
  • 13:47 - 13:48
    Değil mi? O zaman
  • 13:48 - 13:49
    başarılı olursunuz.
  • 13:49 - 13:50
    TiVo'ya bakın.
  • 13:50 - 13:54
    TiVo'nun çıktığı zamandan, ortalama 8
    veya 9 sene önceden bugüne.
  • 13:54 - 13:58
    Onlar piyasadaki en yüksek
    kaliteli tek ürün,
  • 13:58 - 14:01
    tartışmasız bir şekilde doğru.
  • 14:01 - 14:03
    Sermayeleri çok ama çok iyiydi.
  • 14:03 - 14:04
    Piyasa koşulları mükemmeldi.
  • 14:04 - 14:06
    Yani TiVo'yu fiil olarak kullanırız
  • 14:06 - 14:12
    Ben hurda Time Warner DVR'a
    her zaman TiVo'luyorum.
  • 14:12 - 14:15
    Fakat TiVo ticari bir başarısızlıktır.
  • 14:15 - 14:17
    Hiçbir zaman para kazanamadılar.
  • 14:17 - 14:20
    Ve halka arz olduklarında, hisse
    değerleri ortalama 30 veya 40 dolardı.
  • 14:20 - 14:23
    Sonra dikine düştü ve 10 doların
    üzerinde satılamadı.
  • 14:23 - 14:27
    Aslında bence 6 doların üzerinde bile
    satılmaz birkaç küçük ani yükseliş dışında
  • 14:27 - 14:29
    Çünkü TiVo ürününü
    piyasaya sunduğunda,
  • 14:29 - 14:32
    bizlere neye sahip olduklarını söylediler.
  • 14:32 - 14:36
    Dediler ki: "Ürünümüz canlı
    yayını durdurur,
  • 14:36 - 14:39
    reklamları atlar, canlı yayını geri sarar
  • 14:39 - 14:43
    ve izleme alışkanlıklarınızı hafızaya
    alır, sizlere bile sormadan."
  • 14:43 - 14:47
    Ve alaycı çoğunluk dedi ki:
    "Biz sana inanmıyoruz.
  • 14:47 - 14:52
    Bizim ihtiyacımız yok. Hoşlanmadık.
    Bizi korkutuyorsun."
  • 14:52 - 14:53
    Eğer şunu söylemiş olsalardı:
  • 14:53 - 14:58
    "Hayatın her alanında, tamamen
    kontrol sahibi olmayı seven birisi isen
  • 14:58 - 15:04
    dostum, senin için bir ürünümüz var.
  • 15:04 - 15:09
    Canlı yayını durdurur, reklamları atlar,
    izleme alışkanlıklarınızı hafızaya alır.."
  • 15:09 - 15:11
    İnsanlar ne yaptığını değil,
  • 15:11 - 15:13
    neden yaptığını satın alırlar.
  • 15:13 - 15:16
    Ve yaptıklarınız en basitinden
    inancınızın kanıtı olarak hizmet eder.
  • 15:16 - 15:21
    Şimdi sizlere yenilik dağılım yasasının
    başarılı bir örneğini vereyim.
  • 15:21 - 15:27
    1963 yazında, Washington'daki
    alışveriş merkezine
  • 15:27 - 15:31
    Dr. King'in konuşmasını dinlemek için
    250.000 kişi geldi.
  • 15:31 - 15:37
    Onlara hiçbir davet yollanmadı ve tarihi
    kontrol etmek için hiçbir website yoktu.
  • 15:37 - 15:39
    Bunu nasıl yaparsınız?
  • 15:39 - 15:44
    Elbette, Dr.King Amerika'daki tek
    mükemmel konuşmacı değildi.
  • 15:44 - 15:47
    İnsan haklarından önceki Amerika'dan
    çeken tek insan değildi.
  • 15:47 - 15:50
    Aslında, bazı fikirleri kötüydü.
  • 15:50 - 15:52
    Fakat bir Tanrı vergisi vardı.
  • 15:52 - 15:56
    Ortalıkta dolaşıp insanlara Amerika'da
    neyin değişmesi gerektiğini söylemedi
  • 15:56 - 15:58
    Ortalarda dolaştı ve insanlara
  • 15:58 - 16:00
    neye inandığını söyledi.
  • 16:00 - 16:02
    "İnanıyorum, inanıyorum,
    inanıyorum." dedi
  • 16:02 - 16:04
    Ve onun inandığına inanan insanlar
  • 16:04 - 16:06
    onun nedenini aldılar, kendi nedenleri
  • 16:06 - 16:08
    yaptılar ve insanlara anlattılar.
  • 16:08 - 16:10
    Bu insanların bazıları daha çok insana
  • 16:10 - 16:12
    ulaşabilmek için bazı
    yapılar kurdular.
  • 16:12 - 16:16
    Ve işte bakın ne oldu,
    250,000 kişi doğru günde,
  • 16:16 - 16:20
    doğru zamanda, onun konuşmasını
    duymak için geldiler.
  • 16:20 - 16:26
    Kaç kişi onun için geldi?
    Sıfır.
  • 16:26 - 16:28
    Kendileri için geldiler.
  • 16:28 - 16:31
    Amerika hakkında inandıkları, onların
  • 16:31 - 16:33
    ağustosun ortasında Washington'da
    güneşin altında
  • 16:33 - 16:36
    durmak için 8 saat otobüs yolculuğu
    yapmalarını sağladı.
  • 16:36 - 16:39
    Bu neye inandıklarıydı ve siyah-beyazla
    alakalı değildi.
  • 16:39 - 16:43
    Dinleyicilerin yüzde 25'i beyazdı.
  • 16:43 - 16:46
    Dr.King'e göre bu dünyada
    iki çeşit yasa vardır:
  • 16:46 - 16:50
    Yüksek merciler tarafından yapılanlar ve
    insanlar tarafından yapılanlar.
  • 16:50 - 16:54
    Ve insanlar tarafından yapılan tüm
    yasalar, yüksek mercilerce
  • 16:54 - 16:58
    yapılan yasalarla tutarlı olmadıkça
    sıradan bir dünyada yaşamayacağız.
  • 16:58 - 17:00
    Sivil Haklar Hareketi nedenlerini
  • 17:00 - 17:04
    hayata geçirmesine yardım
    edecek en uygun şeydi.
  • 17:04 - 17:07
    Biz onu örnek aldık, onun için değil,
    kendimiz için.
  • 17:07 - 17:09
    Bu arada "Bir hayalim var"
    konuşmasını yaptı,
  • 17:09 - 17:12
    "Bir planım var" konuşmasını değil.
  • 17:12 - 17:15
    (Gülüşmeler)
  • 17:15 - 17:17
    Şimdiki politikacıları dinleyin,
  • 17:17 - 17:19
    geniş kapsamlı 12 maddeli planlarını.
  • 17:19 - 17:20
    Kimseye ilham vermiyorlar.
  • 17:20 - 17:24
    Çünkü liderler vardır ve öncülük yapanlar vardır.
  • 17:24 - 17:27
    Liderler güçlü pozisyona ya da
    yetkiye sahiptirler.
  • 17:27 - 17:32
    Fakat öncülük yapanlar
    bizlere ilham verirler.
  • 17:32 - 17:36
    Onlar birey de olabilir, kuruluş da...
    Biz öncüleri takip ederiz,
  • 17:36 - 17:40
    zorunlu olduğumuz için değil
    ama istediğimiz için.
  • 17:40 - 17:45
    Biz öncüleri takip ederiz, onlar için
    değil fakat kendimiz için.
  • 17:45 - 17:51
    Ve onlardan "neden" ile başlayanlar,
    aralarındakilere ilham verme
  • 17:51 - 17:56
    yeteneğine sahip olanlardır
    veya kendilerine ilham verenleri bulurlar.
  • 17:56 - 17:59
    Çok teşekkür ederim.
Title:
Büyük Liderler Harekete Nasıl İlham Verir? - Simon Sinek TEDxPugetSound
Description:

Simon Sinek altın çember ve "Neden?" sorusu ile başlayarak liderlerin harekete nasıl ilham verdiğiyle ilgili basit fakat güçlü bir model sunuyor. Örnekleri arasında Apple, Martin Luther King ve Wright kardeşler var - ve karşıt nokta olarak (hisse fiyatını üçe katlayan mahkeme zaferine kadar) mücadele eden TiVo var.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
18:02

Turkish subtitles

Revisions