< Return to Video

Bir jüri üyesinin idam cezası üzerine düşünceleri

  • 0:01 - 0:04
    Bir Perşembe günüydü,
  • 0:04 - 0:07
    23 Haziran 1994.
  • 0:11 - 0:12
    (İç çekiyor)
  • 0:12 - 0:15
    "Eşyalarını topla.
    Gitmekte özgürsün.
  • 0:17 - 0:21
    Dışarıya çıkarıldığında,
    doğrudan arabana git.
  • 0:21 - 0:24
    Muhabirlerle konuşma."
  • 0:25 - 0:27
    Başım dönüyor,
  • 0:27 - 0:28
    kalbim hızla atıyor,
  • 0:28 - 0:30
    nefes alamıyorum.
  • 0:31 - 0:33
    Sadece oradan çıkmak istiyorum.
  • 0:36 - 0:37
    Arabama gittiğimde
  • 0:38 - 0:39
    her şeyi arkaya atıyorum
  • 0:40 - 0:43
    ve sürücü koltuğuna çöküyorum.
  • 0:44 - 0:45
    "Bunu yapamam.
  • 0:45 - 0:49
    Bir haftadır görmediğim aileme,
  • 0:50 - 0:53
    evime gidip de
  • 0:54 - 0:56
    mutluymuş gibi yapamam."
  • 0:59 - 1:02
    Onların sevgisi ve desteği bile
  • 1:02 - 1:05
    bana bu anda yardım edemez.
  • 1:08 - 1:11
    Az önce bir adama idam cezası verdik.
  • 1:14 - 1:16
    Şimdi ne olacak?
  • 1:17 - 1:19
    Eve gidip bulaşık mı yıkayacağım?
  • 1:21 - 1:24
    Yani, Mississippi'de
  • 1:25 - 1:29
    idam cezası dile getirilmeyen
    kültürümüzün bir parçası.
  • 1:32 - 1:34
    Basit mantık şu,
  • 1:34 - 1:38
    eğer birini öldürürseniz,
    o zaman idam cezası alırsınız.
  • 1:40 - 1:45
    Jüri seçme süreci gerçekleştiğinde
  • 1:46 - 1:47
    bana şunu sordular,
  • 1:50 - 1:51
    "Gösterilen kanıt
  • 1:52 - 1:56
    eğer idam cezasını meşru kılarsa,
  • 1:56 - 1:59
    mantıkla ve tereddüt etmeksizin
  • 1:59 - 2:02
    bir idam cezası
  • 2:02 - 2:04
    verebilir miydiniz?"
  • 2:06 - 2:09
    Cevabım şaşırtıcı bir "evet" idi
  • 2:10 - 2:12
    ve 2 Numaralı Jüri olarak seçildim.
  • 2:14 - 2:16
    Duruşma başladı.
  • 2:17 - 2:19
    Gösterilen kanıtlara
  • 2:20 - 2:23
    ve kurbanın resimlerine
  • 2:23 - 2:28
    verdiğim ilk karşılık şuydu,
    "Evet, bu adam bir canavar
  • 2:28 - 2:30
    ve idam cezasını hak ediyor."
  • 2:32 - 2:37
    Günlerce oturdum ve ellerine baktım,
  • 2:37 - 2:40
    bıçağı tutan o ellere
  • 2:42 - 2:46
    ve solgun beyaz tenine,
  • 2:47 - 2:48
    gözlerine...
  • 2:49 - 2:52
    Hücresinde sonsuz günler geçirdi,
  • 2:52 - 2:54
    güneş ışığı yoktu,
  • 2:54 - 2:58
    bu yüzden gözleri de
    saçları ve sakalı kadar siyahtı.
  • 2:59 - 3:01
    Göz korkutucuydu
  • 3:02 - 3:07
    ve suçunda kesinlikle şüphe yoktu.
  • 3:09 - 3:11
    Fakat suçuna bakmaksızın,
  • 3:11 - 3:14
    günler geçtikçe
  • 3:14 - 3:18
    bu canavarı
  • 3:19 - 3:21
    bir insan olarak görmeye başladım.
  • 3:22 - 3:26
    İçimde bir şeyler değişiyordu
    ve ben anlayamıyordum.
  • 3:27 - 3:30
    O adama idam cezası vermeyi
  • 3:30 - 3:34
    isteyip istemediğim konusunda
    kendimi sorgulamaya başlıyordum.
  • 3:36 - 3:38
    Jüri düşünmeleri başladı
  • 3:39 - 3:43
    ve hakim bize jüri talimatlarını verdi
  • 3:44 - 3:47
    ve bu, bir karara varma biçimi için
  • 3:47 - 3:50
    bir araç olarak kullanılacaktı.
  • 3:51 - 3:56
    Bu aracı kullanmanın sonu
    tek bir karara çıkıyordu
  • 3:56 - 3:57
    ve o da idam cezasıydı.
  • 3:59 - 4:01
    Bir köşeye çekildim.
  • 4:01 - 4:05
    Kafam ve kalbim birbiriyle çelişiyordu
  • 4:05 - 4:07
    ve idam cezası düşüncesi
  • 4:07 - 4:08
    beni hasta ediyordu.
  • 4:11 - 4:16
    Ancak, jüri talimatlarını takip ederek,
  • 4:16 - 4:19
    yasaya saygı gösteren bir insan olarak
  • 4:20 - 4:21
    pes ettim.
  • 4:22 - 4:27
    Pes ettim ve diğer
    11 jüriyle birlikte oy verdim.
  • 4:29 - 4:30
    İşte buydu:
  • 4:31 - 4:35
    Çökmüş yargı sistemimiz iş üzerindeydi.
  • 4:38 - 4:40
    Orada arabadayım
  • 4:40 - 4:42
    ve merak ediyorum:
  • 4:42 - 4:46
    Hayatım aynı olmaya nasıl devam edecek?
  • 4:47 - 4:52
    Hayatım; çocuklarım,
    işim, kilise, top oyunlarıydı --
  • 4:53 - 4:56
    ortalama, normal, günlük hayatınız.
  • 4:57 - 4:59
    Artık her şey önemsiz hissettiriyordu.
  • 4:59 - 5:02
    Tavşan deliğine giriyordum.
  • 5:03 - 5:06
    Sinir, endişe,
  • 5:06 - 5:09
    suç, depresyon...
  • 5:09 - 5:11
    Üzerime yapışmışlardı.
  • 5:12 - 5:16
    Hayatımın devam etmesi
    gerektiğini biliyordum,
  • 5:17 - 5:19
    bir danışmanlık hizmeti aradım.
  • 5:19 - 5:23
    Danışmanım bana travma sonrası
    stres bozukluğu teşhisi koydu
  • 5:23 - 5:28
    ve bunu yenmenin en iyi yolunun
  • 5:28 - 5:31
    travma hakkında konuşmak olduğunu söyledi.
  • 5:32 - 5:37
    Ancak, onun ofisi haricinde
    travmadan bahsettiğimde
  • 5:37 - 5:38
    veya bahsetmeyi denediğimde
  • 5:38 - 5:40
    birden susturuluyordum.
  • 5:40 - 5:43
    Hiç kimse bu konuyu duymak istemiyordu.
  • 5:43 - 5:47
    O bir katildi. Aş artık bunu.
  • 5:48 - 5:53
    Ben de daha sonra sessiz bir
    kazazede olmaya karar verdim.
  • 5:54 - 5:57
    On iki yıl sonra, 2006'da
  • 5:58 - 6:03
    Bobby Wilcher'ın
    tüm temyizlerinin düştüğünü
  • 6:03 - 6:07
    ve idam gününün yaklaştığını öğrendim.
  • 6:07 - 6:09
    Bu karnıma atılmış bir yumruk gibiydi.
  • 6:10 - 6:14
    Örtülü hislerin tamamı
    geri gelmeye başlamıştı.
  • 6:16 - 6:21
    Huzur bulmayı denemek için
    Bobby'nin avukatını aradım ve dedim ki,
  • 6:21 - 6:23
    "İdamdan önce Bobby'i görebilir miyim?"
  • 6:24 - 6:29
    İdam gününde hapishaneye doğru giderken
  • 6:29 - 6:31
    zihnimin içinde
  • 6:31 - 6:33
    Bobby deliye dönüyordu.
  • 6:34 - 6:38
    Fakat şaşırtıcı bir biçimde, çok sakindi.
  • 6:39 - 6:44
    İki saat boyunca o ve ben
    orada oturduk ve yaşamdan bahsettik
  • 6:45 - 6:51
    ve ölümünde parmağım olduğu için
    beni affetmesini istedim.
  • 6:52 - 6:54
    Bana söyledikleri şunlardı:
  • 6:55 - 6:57
    "Özür dilemek zorunda değilsin.
  • 6:57 - 6:59
    Beni oraya sen koymadın.
  • 6:59 - 7:01
    Bunu kendim yaptım.
  • 7:02 - 7:04
    Fakat daha iyi hissettirecekse,
  • 7:04 - 7:05
    seni affediyorum."
  • 7:07 - 7:09
    Eve dönerken
  • 7:09 - 7:13
    bir restoranda durdum
    ve bir margarita aldım.
  • 7:13 - 7:17
    (Gülüşmeler)
  • 7:17 - 7:19
    Bir tanesinin sakin olmayı
    denememe --
  • 7:19 - 7:20
    (Gülüşmeler)
  • 7:20 - 7:22
    yetecek kadar
    büyük olmadığını düşünüyorum.
  • 7:23 - 7:25
    Telefonum çaldı.
  • 7:26 - 7:28
    Bobby'nin avukatıydı.
  • 7:29 - 7:32
    İdamının iki dakikası içerisinde,
  • 7:32 - 7:34
    ona biraz zaman vermişlerdi.
  • 7:36 - 7:40
    Bu zaman da Bobby'e ulaşmam için
  • 7:40 - 7:42
    bana süre verdi.
  • 7:43 - 7:45
    Kulağa ne kadar çılgınca gelse de
  • 7:45 - 7:47
    biz arkadaş olduk.
  • 7:49 - 7:51
    Üç ay sonra,
  • 7:51 - 7:54
    Mississippi Eyaleti
    tarafından idam edildi.
  • 7:55 - 8:00
    Sizlere hikayemi anlatmak için buradayım,
  • 8:01 - 8:06
    çünkü tam olarak 22 yıl sonra,
  • 8:06 - 8:10
    bir arkadaşım beni cesaretlendirdiğinde
  • 8:11 - 8:13
    bu konu hakkında
    konuşabilecek kadar açıldım.
  • 8:14 - 8:18
    "Hey, belki de diğer jürilerle
    konuşman gerekiyordur.
  • 8:18 - 8:21
    Hepiniz aynı tecrübeyi yaşadınız."
  • 8:22 - 8:25
    Neyin peşinde olduğumdan emin olmayarak
  • 8:25 - 8:26
    onlarla konuşmam gerekiyordu.
  • 8:27 - 8:29
    Araştırmak için yola koyuldum
  • 8:31 - 8:33
    ve aslında çoğunu da buldum.
  • 8:33 - 8:35
    Buluştuğum ilk jüri,
  • 8:36 - 8:38
    Bobby'nin hak ettiğini
    bulduğunu düşünüyordu.
  • 8:39 - 8:40
    Diğer jüri --
  • 8:41 - 8:45
    şey, idamın gerçekleşmesinin
    bu kadar uzun sürmesine
  • 8:45 - 8:47
    biraz pişmanlık duyuyordu.
  • 8:47 - 8:50
    Bir sonraki jüri,
    sorunu neydi bilmiyorum,
  • 8:50 - 8:53
    ama duruşma hakkında
    hiçbir şey hatırlamıyordu.
  • 8:53 - 8:54
    (Gülüşmeler)
  • 8:54 - 8:56
    Pekala,
  • 8:57 - 8:59
    zihnimin içinde düşünüyorum,
  • 8:59 - 9:03
    "Vay, herkesten bu tepkiyi mi alacağım?"
  • 9:04 - 9:07
    Allen için Tanrı'ya şükürler olsun.
  • 9:08 - 9:10
    Allen kibar bir ruha sahipti.
  • 9:11 - 9:15
    Onunla konuştuğumda kararımız konusunda
  • 9:15 - 9:17
    canıgönülden üzgündü.
  • 9:17 - 9:22
    Bana o gün hakkında,
    perişanlığın içine oturduğunu
  • 9:22 - 9:25
    ve bunun onu çarptığını anlattı.
  • 9:26 - 9:28
    Radyo dinliyordu ve radyoda
  • 9:28 - 9:34
    Parchman Hapishanesi'nde
    idam edilecek adamların
  • 9:34 - 9:35
    bir listesi vardı.
  • 9:37 - 9:39
    Bobby'nin adını duydu
  • 9:39 - 9:43
    ve ondan sonra,
    gerçekten ne yaptığını fark etti.
  • 9:43 - 9:48
    Dedi ki, "Biliyorsun, o adamın
    ölümünde sorumluluğum vardı."
  • 9:49 - 9:52
    Şimdi işte burada,
    20 bilmem kaç yıl sonra
  • 9:52 - 9:55
    ve Allen hala bu konuyla uğraşıyor.
  • 9:56 - 10:00
    Hiç kimseye de asla
    bundan bahsetmedi, eşine bile.
  • 10:02 - 10:03
    Ayrıca bana
  • 10:04 - 10:07
    Mississippi Eyaleti idam cezasını
    muhafaza etmek isteseydi,
  • 10:07 - 10:12
    o zaman hey, jüriler için
    danışmanlık sağlamak zorundaydı dedi.
  • 10:13 - 10:16
    Buluştuğum sonraki jüri Jane'di.
  • 10:16 - 10:19
    Jane şu anda idam cezasına
    tamamen karşı.
  • 10:19 - 10:21
    Sonraki de Bill.
  • 10:21 - 10:27
    Bill haftalarca
    bu yıkıcı depresyonu yaşadığını
  • 10:27 - 10:29
    ve sonra işe döndüğünü söyledi,
  • 10:29 - 10:32
    iş arkadaşları ona
    şöyle şeyler söylüyormuş,
  • 10:32 - 10:34
    "Hey, onu kızarttın mı?"
  • 10:34 - 10:36
    Onlar için bu yalnızca bir şakaydı.
  • 10:37 - 10:39
    Daha sonra Jon var.
  • 10:39 - 10:43
    Jon, kararının ona ağır geldiğini
  • 10:43 - 10:45
    ve her gün sıkıntı çektiğini söyledi.
  • 10:47 - 10:50
    Konuştuğum son jüri Ken'di.
  • 10:50 - 10:52
    Ken jüri başkanıydı.
  • 10:53 - 10:55
    Konuşmak için oturduğumuzda
  • 10:56 - 11:03
    yapmamız gereken şey konusunda
    derinden üzgün olduğu belliydi.
  • 11:03 - 11:08
    Adliyeyi terk ettiği gün rahatlamıştı
  • 11:08 - 11:10
    ve arabasıyla eve döndü
  • 11:10 - 11:13
    ve anahtarı kapıya götürüp kilidini açtı
  • 11:13 - 11:16
    ve gerçekten yıkılmıştı.
  • 11:18 - 11:21
    Bobby'nin suçlu olduğunu bildiğini,
  • 11:21 - 11:24
    fakat aldığı kararın
  • 11:24 - 11:27
    doğru karar olup olmadığını
    bilmediğini söyledi.
  • 11:28 - 11:31
    Bunu kafasında defalarca
    canlandırdığını söyledi.
  • 11:32 - 11:34
    Doğru şeyi mi yapmıştık?
  • 11:35 - 11:37
    Doğru şeyi mi yapmıştık?
  • 11:38 - 11:41
    Doğru şeyi mi yapmıştık?
  • 11:44 - 11:45
    (İç çekiyor)
  • 11:46 - 11:48
    Onca yıl geçti
  • 11:49 - 11:54
    ve ben sonunda tek üzgün jüri
    olmadığımı fark ettim.
  • 11:55 - 11:58
    Potansiyel jürilerle,
  • 11:58 - 12:02
    tecrübemizi paylaşmak konusunda konuştuk,
  • 12:03 - 12:07
    onlara bekleyecekleri şey
    hakkında öngörü vermek için
  • 12:08 - 12:11
    ve ilgisiz olmayın demek için;
  • 12:12 - 12:15
    inandığınız şeyi bilin demek için;
  • 12:15 - 12:18
    durduğunuz yeri bilin
    ve hazırlıklı olun demek için,
  • 12:19 - 12:25
    çünkü bir sabah jüri olarak içeriye girip,
  • 12:25 - 12:29
    duruşma sonunda bir katil gibi
    hissederek çıkmayı istemezsiniz.
  • 12:31 - 12:35
    Hayatımdaki bu fırtına boyunca,
    biraz ilham bulabildim
  • 12:35 - 12:37
    ve bu ilham bana, torunlarımla geldi.
  • 12:39 - 12:41
    14 yaşındaki torunum Maddie
  • 12:42 - 12:45
    okul için idam cezasıyla ilgili bir
    kompozisyon yazıyordu
  • 12:45 - 12:47
    ve bana sorular soruyordu.
  • 12:48 - 12:51
    Bu çocuğun da benim gibi
  • 12:51 - 12:55
    aynı kısasa kısas kültüründe
  • 12:56 - 12:58
    büyüyor olduğu fikri
  • 12:58 - 12:59
    kafama dank etti.
  • 13:00 - 13:04
    Ona tecrübemi şöyle açıkladım:
  • 13:05 - 13:09
    Bir jüri olarak görev yaparken
  • 13:10 - 13:12
    birisine idam cezası vermiştim.
  • 13:12 - 13:14
    Ona sordum,
  • 13:14 - 13:16
    "Bu beni katil yapar mı?"
  • 13:18 - 13:19
    Cevap veremedi.
  • 13:20 - 13:24
    Daha sonra bu konunun tartışmaya
    açık olması gerektiğini biliyordum.
  • 13:24 - 13:26
    Bilin bakalım ne oldu?
  • 13:27 - 13:30
    Geçenlerde kölelik karşıtı bir topluluk
  • 13:30 - 13:33
    beni konuşmaya davet etti.
  • 13:34 - 13:36
    Oradayken bir tişörtüm vardı.
  • 13:37 - 13:39
    Üzerinde "İdamları Durdurun" yazıyordu.
  • 13:40 - 13:44
    Eve gittiğimde 16 yaşındaki
    torunum Anna oradaydı
  • 13:45 - 13:47
    ve dedi ki "Bu tişörtü alabilir miyim?"
  • 13:48 - 13:50
    Babasına baktım --
  • 13:51 - 13:52
    babası benim oğlum --
  • 13:53 - 13:57
    ve onun hala bu idam meselesiyle
    uğraştığını biliyordum.
  • 13:58 - 14:00
    Anna'ya döndüm ve ona şöyle dedim,
  • 14:01 - 14:02
    "Bunu giyecek misin?"
  • 14:03 - 14:06
    Döndü ve babasına baktı ve dedi ki,
  • 14:06 - 14:09
    "Baba, hislerini anlıyorum,
  • 14:09 - 14:11
    ama ben idam cezasına inanmıyorum."
  • 14:12 - 14:15
    Oğlum bana baktı,
  • 14:15 - 14:18
    kafasını salladı ve şöyle dedi,
  • 14:20 - 14:21
    "Teşekkürler anne."
  • 14:22 - 14:25
    Bunun güzel bir "teşekkürler anne"
    olmadığını biliyordum.
  • 14:26 - 14:27
    (Gülüşmeler)
  • 14:28 - 14:32
    Hayatın bana bazı dersler
    öğrettiğini öğrenmiştim.
  • 14:34 - 14:39
    O jüride görev almamış olsaydım,
  • 14:40 - 14:44
    hâlâ aynı zihniyette
    olabileceğimi öğretti.
  • 14:45 - 14:48
    Bana, torunlarımın gözünden
  • 14:48 - 14:52
    bakabilme güvenini de verdi,
  • 14:52 - 14:57
    genç jenerasyonun bu zor,
    sosyal meselelerle mücadele etmeye
  • 14:57 - 15:01
    istekli ve yetenekli olduklarını gösterdi.
  • 15:02 - 15:05
    Tecrübemden ötürü de
  • 15:05 - 15:06
    torunlarım artık
  • 15:07 - 15:12
    kendi ayakları üzerinde durma konusunda
  • 15:12 - 15:14
    ve kültürel inançlara güvenmek yerine
  • 15:14 - 15:19
    kendileri için düşünmek
    konusunda daha donanımlı.
  • 15:20 - 15:21
    Yani:
  • 15:22 - 15:26
    Tutucu, Hristiyan bir aileden,
  • 15:26 - 15:31
    Birleşik Devletler'in çok tutucu bir
    eyaletinden gelen birisi olarak
  • 15:32 - 15:34
    burada sizlere
  • 15:34 - 15:39
    idam cezasının yeni düşmanları
    olduğunu söylemek için bulunuyorum.
  • 15:40 - 15:41
    Teşekkürler.
  • 15:41 - 15:45
    (Alkış)
Title:
Bir jüri üyesinin idam cezası üzerine düşünceleri
Speaker:
Lindy Lou Isonhood
Description:

Lindy Lou Isonhood, idam cezasının hayatın bir gerçeği ve dile getirilmeyen kültürün bir parçası olduğu bir şehirde büyüdü. Fakat büyük bir cinayet davasında jüri üyeliği yaptıktan sonra -- ve suçlu adama ölüm cezası verme oylamasında "evet" oyu verdikten sonra -- içinde bir şeyler değişti. Bu merak uyandıran ve kişisel konuşmada Isanhood, davadan bugüne dek geçen 25 senede kendisine sorup durduğu soruyu düşünüyor: ben bir katil miyim?

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:00

Turkish subtitles

Revisions