Jennifer Lin piyano büyüsünü doğaçlıyor.

Piyanist ve bestekar Jennifer Lin büyülü bir performans sergiliyor, yaratıcılığın sürecinden bahsediyor ve rastgele notalar üzerine kurulu dokunaklı bir solo emprovize ediyor.

(Alkış)

Teşekkür ederim.

Çok teşekkür ederim.

Benden önceki konuşmacı gibi, ben de-- sanırım şöyle söylenebilir, TED bakiresiyim--

Hem burada ilk defa yer alıyorum, hem de ne söyleyeceğimi bilmiyorum.

(Alkış)

Bay Anderson beni davet ettiği için gerçekten çok mutluyum.

Herkes için çalma şansını elde ettiğim için de gerçekten minnettarım.

Ve az önce çaldığım parça Józef Hofmann'ındı.

Adı Kaleydoskop.

Hofmann 19. yüzyıl sonlarında yaşamış Polonyalı bir piyanist ve bestekar,

ve geniş çevrelerce tüm zamanların en büyük piyanistlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Sizin için çalmak istediğim bir başka parça daha var.

Robert Schumann'ın ''Abegg Çeşitlemeleri''

kendisi 19. yüzyıl Alman bestekarı.

Abegg adı-- Abegg aslında A-B-E-G-G (la-si-mi-sol-sol),

ve melodinin ana teması bu.

Bu isim Schumann'ın bayan arkadaşlarından birinin soyadından geliyor.

(Gülüşmeler)

Fakat bunu karısı için yazdı.

(Gülüşmeler)

Aslında, dikkatli dinlerseniz,

Abegg temasında beş çeşitleme olması lazım.

1834 civarında bestelendi, ve eski olmasına rağmen,

umarım seversiniz.

(Alkış)

Şimdi nefret ettiğim bölüm geldi.

Evet, Bay Anderson bana bu bölümün adının ''Senkronizasyon ve Akış''

olduğunu söylediği için merak ediyorum,

''Bu dahilerin bilmediği neyi biliyorum?''

Bu yüzden, nereden başlamam gerektiğini bilmesem de

müzikal kompozisyonlardan bahsedeceğim.

Nasıl beste yapıyorum?

Bence Yamaha bize nasıl beste yapmamız gerektiğini öğreterek çok iyi bir iş yaptı.

İlk yaptığım, bir çok müzikal fikir buluyorum--

onları bu piyanoda emprovize edebilirsiniz--

ve bunlardan birini, az önce duyduğunuz Abegg gibi,

benim ana temam, ana melodim olarak seçiyorum.

Ve ana temamı seçtikten sonra, tüm bu müzik stilleri içinde,

hangi stili istediğime karar vermem gerekiyor.

Bu sene romantik stilde beste yaptım.

İlham almak için Liszt ve Tchaikovsky ve tüm muhteşem

romantik bestekarları dinledim.

Daha sonra, hocalarımla bütün parçanın yapısını kurarım.

Tüm parçayı planlamada bana yardım ederler,

ve daha zor kısım ise bunu müzikal fikirlerle doldurmaktır,

çünkü bunun için düşünmeniz gerekir.

Daha sonra ise parça biraz daha kalıtı--

katılaştığında, afedersiniz-- katı bir yapı aldığında,

aslında parçayı, detayları parlatmanız gereklidir,

daha sonra kompozisyonun tüm performansını parlatmak gereklidir.

Yapmaktan hoşlandığım bir diğer şey ise çizmek--

çizmek, çünkü çizmeyi seviyorum, bilirsiniz Japon anime sanatı.

Sanırım bu şimdilerde gençler arasında bir çılgınlık.

Vaktiyle farkına varmıştım,

müzik yaratmakla sanat eseri yaratmak birbirine paraleldir,

çünkü çizim için güdün yada başlangıç fikrin,

karakterindir -- kimi çizmek istediğine yada özgün bir karakter çizip çizmek

istemediğine karar vermek istersin.

Daha sonra, bu karakteri nasıl çizmek istediğine karar vermek istersin.

"Tek bir sayfa mı kullanacağım?",

"Bilgisayarda mı çizeceğim?",

"Ya da görkemli bir etkisi olması için karikatür kitaplarındaki gibi

iki sayfaya mı yayacağım?" gibi.

Ve daha sonra, parçanızın yapısı olan karakterin

ilk çizgisini çizmelisiniz,

ve sonra, dolmakalem, kurşun kalem veya ihtiyacınız ne varsa eklersiniz--

bu çizimi parlatmaktır.

Bunların ortak noktası ise sizin

ruh halinizdir, çünkü ben--

Ben dikkati çabucak dağılan şu gençlerden biriyim,

bu yüzden eğer ki ödevimi yapmaya çalışıyorsam,

eğer ödevimi istemesem de yapmaya çalışıyorsam,

sadece çiziktirmeye çalışırım, bilirsiniz, zamanımı harcarım.

Sonuçta olan şey, bazen gerçekten hiç çizemem

yada hiç besteleyemem, bu da kafamda

çok şey olduğundandır.

Yapmanız gereken şeye odaklanamazsınız.

Bazen de zamanınızı akıllıca kullanır ve üzerinde çalışırsanız,

bir şeyler ortaya çıkar fakat doğal olmaz.

Olan şey.. Eğer büyülü bir şey olursa,

eğer doğal bir şey başınıza gelirse,

tüm bu güzel şeyleri o anda üretebiliyorsunuz,

ve akış dediğim şey de bu,

çünkü bu herşey uyştuğunda olur ve o zaman herşeyi yapabilirsiniz.

Oyunun en tepesinde gibi hissedersiniz,

ve istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.

Bugün burada kendi bestemi çalmayacağım çünkü,

bitirmiş olsam da gerçekten çok uzun oldu.

Onun yerine emprovizasyon denilen bir şeyi denemek isterim.

Burada 7 kart var,

her birinin üzerinde bir nota yazılı,

ve birinin gelip 5 tane kart seçmesini istiyorum.

Buraya gelip 5 kart seçecek biri var mı?

Böylece bir melodi ortaya çıkarıp emprovize edebilirim.

Vay, bir gönüllü, yaşasın!

(Alkış)

Tanıştığımıza memnun oldum.

Goldie Hawn: Teşekkür ederim. Beş tane mi seçeceğim.

Jennifer Lin: Evet, 5 kart. Herhangi 5 kart.

GH: Tamam. Bir. İki. Üç

Oh, D ve F (re ve fa)-- çok yakınlar.

(Gülüşmeler)

JL: Bir tane daha.

GH: Tamam, Efor'un E'si (Mi).

JL: Kartları seçtiğiniz sırada onları yüksek sesle okur musunuz?

GH: Tamam. C, G, B, A ve E (Do, Sol, Si, La ve Mi)

JL: Çok teşekkür ederim.

GH: Rica ederim. Peki ya bu kalanlar?

JL: Onları kullanmayacağım. Teşekkürler.

(Alkış)

Şimdi, Goldie C, G, B, A ve E seçti. (Do, Sol, Si, La ve Mi)

Bunları düzenlemeye çalışacağım.

Tamam, bu güzel.

Şimdi birazcık düşüneceğim,

ve bunlardan bir şey çıkarmaya çalışacağım.

(Alkış)

Çalacağım sıradaki parça, yada tekrar,

Jack Fina'dan "Bumble Boogie".

(Alkış)

(Alkış)