-
Prensesi kurtarmalıyım.
-
Hey, Bowser nerede?
-
Normalde buradadır.
-
[Portakal güler]
-
O neydi?
-
Şuradan geldi gibi.
-
Prenses? Toad?
-
Ben kurbağa değil, portakalım. [Güler]
-
Hay... Prensesle Toad'a ne yaptın?
-
Toad mu? Kurbağa gibi mi?
-
Hayır, daha çok mantar gibi.
-
Tanırım onu. Kafa çocuktur.
-
[Güler]
-
Peki. bu kadar şamata yeter.
-
Kavgaya hazır mısın?
-
Sayılmaz. Açım da.
-
Öyleyse, acılı köftelerimi tat!
-
[Güler]
-
Köfte mi? Daha çok sümük atıyor gibisin.
-
Sümük atıp durma, Sümüklü Amca.
-
Bu sümük değil, ben de Sümüklü Amca değilim.
-
Ben Süper Mario'yum.
-
Spagettio mu? Çok severim!
-
Yo-yo-yo-yo, Süper Mario, "Spagettio değil.
-
- O oo. - Ne demek "o oo"?
-
-O oo, spagettio!
-
Of! Ateş topu.
-
Hey Spagetti, daha yeni Selpak kullanmıştım, of.
-
Yaramaz, beş para etmez bir portakalsın.
-
5 mi? En az 10 ederim.
-
Eldivenlerimi çıkarttırma.
-
İstediğimde gayet sert olabilirim.
-
Kardeşim Luigi şahit.
-
Linguini mi dedin?
-
Senin bütün ailen makarna mübarek.
-
Ravioli diye ablan da var mı?
-
Prenses nerede sonra yoksa...
-
Yoksa ne? Kabuk? - Kabuk mu?
-
Ne zırvalıyorsun, manyak portakal.
-
Kaplumbağanınki.
-
Ah.
-
Vay! Bi lokma spagetti.
-
Müthiş. Çektirdin beni.
-
Ajdar gibisin.
-
Boşver, bi lokmalık spagetti. Daha beteriolabilirdi.
-
Beteri mi? Asla prensesi bulamayacağım.
-
Daha ne olsun?
-
Bilmem. Mermi.
-
-Ne? -Mermi.
-
Ha?
-
Ah be, Süper Mario.
-
Daha çok Salak Mario değil miydi?
-
[Peach ve Toad iç çeker]
-
Bowser'ı yenip sizi kurtaralı saatler oldu.
-
Evet, tabii yendim derken,
-
onu hayattan bezdirene kadar konuşmanı kastediyorsun sanırım.
-
Neyse, Prenses Elma.
-
Şeftali ve çok teşekkürler.
-
Sen bir elmasın.
-
Siz hâlâ burada mısınız?
-
Çoktan söyledim. Zindanımdan defolun beleşçiler.
-
[Bitti]