-
İnsan olma deneyimine girmek, büyük bir unutma haline girmektir.
-
Bütünden kopmuş parçalar gibiyiz,
-
Koşulllanmış zihnin perdesi, özünde kim olduğumuz gerçeğini gizler
-
hayatım hiç yolunda gitmiyor ya da belki ben doğru yolda değilim.
-
bizi ayrıştırır, sınırlar ve şüphe dolu bir dünyaya hapseder, kendimizi yanlış tanımladığımız,
-
beden ve zihinden ibaret bir kişi olduğumuzu varsaydığımız bir hayata mahkum eder. Bu zihin beden içerisinde sadece 'bir şey' olmak yanılsamadır.
-
Ben ve hayat biriz. Ayrılık yok. Hepsi zihinde oluşan dalgalanmalar.
-
hakikati anlama arzusu yerleşince içine ... Ve istediğimiz
-
şey bu aslında. Tum bu koşuşturma, azap dursun, arayış bitsin. Ah bunu bir bilsek!
-
Kimiz hakikaten? Gerçek doğamı keşfetmek üzere sorgulama başladı.
-
Uyanış kökten bir değişim sağlar, kim olduğumuzu,
-
varlığımızın hakikatini, anlamak yolculuğunda... Kim olduğuma dair kavramlar, fikirler gitti,
-
tamamen yok oldu. Acıyla nasıl başa çıkabiliriz, hatta acının ötesine nasıl geçebiliriz?
-
Acı çekiyoruz çünkü sınırlı bir varlık olduğumuzu düşünüyoruz. İşte bu noktada
-
koşullanmış zihin devreye girip hakikat arayışını kontrol altına almaya çalışıyor ama bu
-
koşullanmış benliğin ta kendisi engeldir, aydınlanma halini başarmak isteyen yanınız
-
ayrılık yaratan perdedir. Uyanan bilinçtir; 'Sen' olan bilinç,
-
'Ben' olan bilinç, ' Biz' olan bilinç
-
Zihin-beden değil ya da şahıs değil..
-
Sadece bir film değil bu; büyük önemli soruları açıklayarak Yüce Yol'u aydınlatıp
-
yolu olmayan bu yolda her daim var olan Şimdi'ye davet ediyor bizi.
-
Bir yolculuğa başlıyoruz, içe doğru bir yolculuğa;
-
sizi hayal bile edemeyeceğiniz yerlere götürecek manevi bir yolculuk bu.
-
Şimdi burada hakikati örten perdeleri teker teker kaldırarak,
-
koşullanmışlıklarımızdan vazgeçerek uyanmak mümkün.
-
Aslında sevgi doludur hayat kendi içimizdeki sevgiyi keşfedebilirsek. İçinde ne varsa
-
dışarda onu görürsün. Ne olduğumuzu keşfedince hayatımız dönüşür.