Yerli dillerin tarihi - ve nasıl yeniden canlandırılacağı
-
0:01 - 0:03Dene yaşlı Paul Disain,
-
0:03 - 0:05"Dilimiz ve kültürümüz
-
0:05 - 0:07dünyayı gördüğümüz penceredir." derdi.
-
0:07 - 0:09Şimdi Kuzey Amerika olarak bilinen
-
0:09 - 0:10Kaplumbağa Adası'nda,
-
0:10 - 0:14dünyayı görmenin birçok
benzersiz ve harika yolu var. -
0:14 - 0:16Bir yerli miras insanı olarak,
-
0:16 - 0:18miras dilim olan Anishinaabemowin'i
-
0:18 - 0:20öğrenmekle ilgileniyorum,
-
0:20 - 0:22çünkü dünyayı bu pencereden
görmeme izin veriyor. -
0:22 - 0:24Ailemle, atalarımla, topluluğumla,
-
0:24 - 0:26kültürümle bağlantı kurmamı sağlıyor.
-
0:26 - 0:29Ayrıca gelecek nesillere
nasıl aktarabileceğimi -
0:29 - 0:30düşünmemi de sağlıyor.
-
0:31 - 0:32Bir dilbilimci olarak
-
0:32 - 0:35dilin genel olarak
nasıl işlediğiyle ilgileniyorum. -
0:35 - 0:37Fonetik ve fonolojiye -
-
0:37 - 0:38konuşma seslerine bakarım.
-
0:38 - 0:41Morfolojiye veya kelimelerin
yapısına bakarım. -
0:41 - 0:43İnsanların dili beyninde nasıl sakladığını
-
0:43 - 0:46ve birbirimizle iletişim kurmak için
-
0:46 - 0:48nasıl kullandığımızı öğrenmek amacıyla,
-
0:48 - 0:51cümlelerin ve ifadelerin yapısı olan
söz dizimine bakabilirim. -
0:52 - 0:54Örneğin,
-
0:54 - 0:57Anishinaabemowin, çoğu yerli dil gibi,
-
0:57 - 0:59polisentetik olarak adlandırılan şeydir,
-
0:59 - 1:02bu da morfem adı verilen
küçük parçalardan oluşan -
1:02 - 1:05çok, çok uzun kelimeler
olduğu anlamına gelir. -
1:05 - 1:10Anishinaabemowin'de, "niwiisin"
diyebilirim bu "Yerim" demektir, -
1:10 - 1:11tek kelimedir.
-
1:11 - 1:14''İyi yerim'' demek için
yine bir kelime olan -
1:14 - 1:16"nimino-wiisin" diyebilirim.
-
1:16 - 1:21"Nimino-naawakwe-wiisin" diyebilirim,
"Ben iyi bir öğle yemeği yerim" demektir, -
1:21 - 1:24bu kaç İngilizce kelimedir?
-
1:24 - 1:27İngilizcede beş kelime,
Anishinaabemowinde tek bir kelime. -
1:29 - 1:31Şimdi, sizin için küçük bir sınavım var.
-
1:31 - 1:34Tek kelimelik bir cevapla
bu slayt hangi renk? -
1:34 - 1:35İzleyici: Yeşil.
-
1:35 - 1:37Lindsay Morcom: Bu slayt ne renk?
-
1:37 - 1:38İzleyici: Yeşil.
-
1:38 - 1:40LM: Bu slayt ne renk?
-
1:40 - 1:41İzleyici: Mavi.
-
1:41 - 1:43LM: Bu slayt ne renk peki?
-
1:43 - 1:44(İzleyicinin uğultusu)
-
1:44 - 1:47Hileli sorular değil, söz veriyorum.
-
1:47 - 1:49İngilizce konuşucuları olarak sizler
-
1:49 - 1:51iki yeşil slayt
ve iki mavi slayt gördünüz. -
1:51 - 1:55Ancak renkleri kategorilere ayırma şekli
diller arasında farklılık gösterir, -
1:55 - 1:56bu yüzden Rusça konuşsaydınız,
-
1:56 - 2:00yeşilin farklı tonları olan,
-
2:00 - 2:01"goluboy", açık mavi,
-
2:01 - 2:03"siniy " yani koyu mavi
renklerini görürdünüz. -
2:03 - 2:05Bunlar farklı renkler olarak görülüyor.
-
2:05 - 2:07Anishinaabemowin konuşucuları olsaydınız,
-
2:07 - 2:11Ozhaawashkwaa veya Ozhaawashkozi
olan slaytlar görürdünüz, -
2:11 - 2:14bu da yeşil veya mavi anlamına gelir.
-
2:14 - 2:16Konuşmacılar renkleri görmüyor değil,
-
2:16 - 2:20onları kategorize etme
ve tonları anlama biçimleri -
2:20 - 2:21farklıdır.
-
2:21 - 2:22Aynı zamanda,
-
2:23 - 2:25insanların rengi kategorilere
ayırma biçiminde -
2:25 - 2:28ve bize insan beyinlerinin
gördüklerini nasıl anladıklarını -
2:28 - 2:31ve ifade ettiklerini anlatan
evrenseller vardır. -
2:32 - 2:35Anishinaabemowin başka
harika bir şey yapar, -
2:35 - 2:38bu da tüm kelimeler üzerinde canlı,
cansız bir işaret koymaktır. -
2:38 - 2:40Dolayısıyla, Fransızca ve İspanyolcanın
-
2:40 - 2:43tüm kelimeleri eril ya da dişil olarak
işaretlemesinden farklı değil. -
2:43 - 2:45Anishinaabemowin
ve diğer Algonquian dilleri -
2:45 - 2:49tüm kelimeleri canlı
veya cansız olarak işaretler. -
2:49 - 2:51Canlandırmayı düşündüğünüz
şeyler canlıdır, -
2:51 - 2:55nabzı olan şeylerdir: insanlar,
hayvanlar, büyüyen bitkiler. -
2:55 - 2:57Ama kaya gibi tahmin edemeyeceğiniz
-
2:57 - 3:00canlı başka şeyler de var.
-
3:00 - 3:01Kayalar canlı olarak işaretlenir
-
3:01 - 3:03ve bu bize dil bilgisi hakkında
-
3:03 - 3:05ve ayrıca Anishinaabemowin konuşucularının
-
3:05 - 3:08çevrelerindeki dünyayla
nasıl ilişki kurduklarını -
3:08 - 3:10ve anladıkları hakkında
gerçekten ilginç şeyler anlatır. -
3:10 - 3:12Şimdi bunun üzücü yanı,
-
3:12 - 3:16yerli dillerin tehlikede olmasıdır.
-
3:16 - 3:20Kültür, tarih, birbirleriyle
ilişki kurma yolları, -
3:20 - 3:21çevremizle
-
3:21 - 3:23ilişki kurma yolları hakkında
-
3:23 - 3:25çok fazla bilgiye sahip olan
yerli dillerdir. -
3:25 - 3:27Çok eski zamanlardan beri
bu topraklarda bulunan -
3:27 - 3:29bu diller burada gelişmiştir
-
3:29 - 3:33ve üzerinde yaşadığımız
topraklarla iyi ilişki kurmamıza -
3:33 - 3:36yardımcı olan paha biçilmez
çevre bilgisi içerirler. -
3:37 - 3:40Ama aslında tehlikedeler.
-
3:40 - 3:43Kuzey Amerika'daki yerli dillerin
büyük çoğunluğunun -
3:43 - 3:44nesli tükenmektedir
-
3:44 - 3:47ve tehlikeye girmeyen diller ise
savunmasızdır. -
3:48 - 3:49Bu tasarım gereğidir.
-
3:51 - 3:53Yasalarımızda, politikalarımızda,
-
3:53 - 3:55yönetim evlerimizde,
-
3:55 - 3:58bu ülkedeki yerli dilleri
-
3:58 - 4:02ve kültürleri ortadan kaldırma
girişimleri bildirilmiştir. -
4:02 - 4:03Duncan Campbell Scott,
-
4:03 - 4:07yatılı okulu sisteminin
mimarlarından biriydi. -
4:07 - 4:111920'de yerli çocuklar için zorunlu
yatılı okula devam gerektiren -
4:11 - 4:14bir tasarıyı masaya yatırırken,
-
4:14 - 4:16"Amerika yerlisi sorunundan
kurtulmak istiyorum. -
4:17 - 4:19Amacımız, Kanada'da siyasi yapıya girmeyen
-
4:19 - 4:21tek bir Amerika yerlisi bulunmayana,
-
4:21 - 4:23tek bir Amerika yerlisi sorunu ve dairesi
-
4:24 - 4:27kalmayana kadar devam etmektir;
-
4:27 - 4:30bu tasarının tüm konusu budur."
-
4:31 - 4:34Yatılı okullarda meydana gelen
vahşetler belgelendi. -
4:34 - 4:351907'de
-
4:35 - 4:40doktor ve tüberküloz
uzmanı olan P.H. Bryce, -
4:40 - 4:42bazı okullarda çocukların yüzde 25'inin
-
4:42 - 4:46okullardaki koşulların yarattığı
tüberküloz salgınlarından -
4:46 - 4:49öldüğünü belirten bir rapor yayımladı.
-
4:49 - 4:53Diğer okullarda çocukların
yüzde 75 kadarı ölmüştü. -
4:54 - 4:57Bulguları nedeniyle
federal hükûmet tarafından -
4:57 - 4:58mali kaynakları kesildi,
-
4:58 - 5:001921'de emekliliğe zorlandı
-
5:00 - 5:03ve 1922'de bulgularını
geniş çapta yayımladı. -
5:05 - 5:06Bu süre zarfında,
-
5:06 - 5:09yerli çocuklar evlerinden alındı,
-
5:09 - 5:10topluluklarından alındı
-
5:11 - 5:13ve birçok durumda ciddi duygusal, fiziksel
-
5:13 - 5:15ve cinsel ve her durumda
-
5:15 - 5:19kültürel istismar gördükleri
kilise tarafından işletilen -
5:19 - 5:20yatılı okullara zorlandı
-
5:20 - 5:22ve bu okullar yerli dili
-
5:22 - 5:25ve kültürü yok etmek için açılmıştı.
-
5:25 - 5:29Son okul 1996'da kapandı.
-
5:30 - 5:35O zamana kadar, ülke genelinde
139 kurumda 150.000 çocuk -
5:35 - 5:38veya daha fazlası
yatılı okullara devam etti. -
5:39 - 5:402007 yılında,
-
5:40 - 5:44Yerli Yatılı Okulu Yerleşim Anlaşması
yürürlüğe girdi. -
5:44 - 5:47Kanada tarihindeki en büyük toplu davadır.
-
5:47 - 5:51Kanada Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu'nun
kurulması için -
5:51 - 5:5360 milyon dolar ayırdı.
-
5:54 - 5:59HUK, hayatta kalanların
hikayelerini duyabilme, -
5:59 - 6:02ve yatılı okulların yerli topluluklar
-
6:02 - 6:04ve bir bütün olarak
-
6:05 - 6:08Kanada üzerindeki tam etkisini içeren
-
6:08 - 6:12araştırmalara erişebilmemizi sağladı.
-
6:12 - 6:14HUK, yatılı okulların
-
6:14 - 6:18kültürel soykırım olarak adlandırılanları
oluşturduğunu tespit etti. -
6:18 - 6:21"Fiziksel soykırım,
hedeflenen bir grubun üyelerinin -
6:21 - 6:22toplu öldürülmesi,
-
6:22 - 6:26biyolojik soykırım, o grubun
üreme kapasitesinin yıkımıdır. -
6:26 - 6:31Kültürel soykırım, grubun bir grup olarak
devam etmesini sağlayan -
6:31 - 6:34bu yapıların ve uygulamaların
yok edilmesidir. " -
6:34 - 6:36Duncan Campbell Scott'ın
belirttiği hedefleri. -
6:37 - 6:39Bu yüzden kültürel soykırım
olduğunu öğrendiler, -
6:39 - 6:41ancak çocuk kitabı yazarı
-
6:41 - 6:45ve büyük bir konuşmacı
David Bouchard'ın belirttiği gibi, -
6:45 - 6:47bir bina inşa ettiğinizde,
-
6:47 - 6:50o binanın yanına
bir de mezarlık inşa edersiniz, -
6:50 - 6:55çünkü o binaya giren insanların
öleceğini bilirsiniz, -
6:55 - 6:56bunu nasıl adlandırırsınız?
-
6:58 - 7:02HUK ayrıca 94 uzlaşma çağrısı,
-
7:02 - 7:06uzlaşma çabalarında bulunurken
yol gösterebilecek işaretler verdi. -
7:06 - 7:11Bunların birçoğu doğrudan
dil ve kültürle ilgilidir. -
7:11 - 7:15HUK bizi dil ve kültür de dahil olmak
üzere yeterli ve finanse edilen -
7:15 - 7:16bir eğitim sağlamaya davet ediyor.
-
7:16 - 7:20Dil hakları da dahil olmak üzere
Yerli haklarını bilmek için. -
7:20 - 7:22Yerli dilleri kabul etmeyi
-
7:22 - 7:25ve korumayı hedefleyen
Aborijin Dilleri Yasası'nı -
7:25 - 7:27ekli fonlarla oluşturmak için.
-
7:27 - 7:30Aborijin Dilleri Komisyonu
için bir pozisyon oluşturmak -
7:30 - 7:33ve ortaöğretim sonrası
dil programları geliştirmek -
7:33 - 7:36ve kolonileşme süresi
sırasında değiştirilen -
7:36 - 7:38yer adlarını geri almak için.
-
7:39 - 7:42Yatılı Okul Yerleşim Anlaşması
-
7:43 - 7:44yürürlüğe girdi,
-
7:44 - 7:45Birleşmiş Milletler,
-
7:45 - 7:49Birleşmiş Milletler Yerli Halkların
Hakları Bildirgesi'ni -
7:49 - 7:502007'de kabul etti.
-
7:50 - 7:54Yerli halkın, kendi dillerinde
eğitim veren kendi eğitim sistemlerini -
7:54 - 7:57ve kurumlarını, kendi kültürel eğitim
-
7:57 - 7:59ve öğretim yöntemlerine
uygun bir şekilde kurma -
7:59 - 8:02ve kontrol etme hakkına
-
8:02 - 8:03sahip olduğunu belirtmektedir.
-
8:04 - 8:052007 yılında,
-
8:05 - 8:07bu bildirge yürürlüğe girdiğinde
-
8:07 - 8:08dört ülke karşıt oy kullandı.
-
8:09 - 8:12Bunlar Birleşik Devletler,
Yeni Zelanda, Avustralya -
8:12 - 8:13ve Kanada'ydı.
-
8:14 - 8:16Kanada, 2010 yılında Birleşmiş Milletler
-
8:16 - 8:19Yerli Halkların Hakları
Bildirgesi'ni kabul etti. -
8:19 - 8:222015'te hükûmet bildirgeyi
yürürlüğe sokma sözü verdi. -
8:24 - 8:28Peki toplu olarak nasıl cevap vereceğiz?
-
8:29 - 8:31İçinde bulunduğumuz durum şöyle:
-
8:32 - 8:35Şu anda Kanada'da konuşulan
60 Yerli dilden altısı hariç tümü -
8:35 - 8:40Birleşmiş Milletler tarafından
tehlike altında sayılmaktadır. -
8:40 - 8:45Yani, olmayan altı Cree, Anishinaabemowin,
-
8:45 - 8:48Stoney, Mi'kmaq,
-
8:48 - 8:50Dene ve Inuktitut.
-
8:50 - 8:52Bu kulağa gerçekten korkunç geliyor.
-
8:52 - 8:55Ancak UNESCO web sitesi aracılığıyla
-
8:55 - 8:58Tehlikedeki Dünya Dilleri
Atlası'na giderseniz, -
8:58 - 9:01o dilin hemen yanında
küçük bir "r" görürsünüz. -
9:01 - 9:03O dil Mi'kmaq'dır.
-
9:03 - 9:06Mi'kmaq, kültüre
ve dile dayalı eğitime yol açan -
9:06 - 9:08bir özyönetim anlaşmasının
kabul edilmesi nedeniyle -
9:08 - 9:11önemli bir canlanma geçirdi
-
9:11 - 9:13ve şimdi ana dilleri
-
9:13 - 9:15Mi'kmaq olan çocuklar var.
-
9:15 - 9:17Yapabileceğimiz çok şey var.
-
9:17 - 9:19Bu çocuklar, Manitoulin adasında
-
9:19 - 9:21bir yoğun pratik okulu olan
-
9:22 - 9:24Mnidoo Mnising Anishinabek Kinoomaage'deki
-
9:24 - 9:26Anishinaabemowin öğrenen öğrencilerdir.
-
9:26 - 9:28Okula, kreş zamanı, biraz,
-
9:28 - 9:31hatta çok az Anishinaabemowin
konuşurken gittiler. -
9:31 - 9:34Şimdi, üçüncü sınıf ve dördüncü sınıfta,
-
9:34 - 9:37orta ve akıcı seviyedeler.
-
9:37 - 9:38Aynı zamanda,
-
9:38 - 9:41güzel bir yüksek öz saygıya sahipler.
-
9:41 - 9:43Anishinaabe halkı olmaktan
gurur duyuyorlar -
9:43 - 9:46ve güçlü öğrenme becerilerine sahipler.
-
9:47 - 9:50Her eğitimin de örgün eğitim
olması gerekmez. -
9:51 - 9:52Yerel topluluğumuzda
-
9:52 - 9:54Kingston Yerli Dil Yuvası var.
-
9:55 - 9:57KYDY şu anda bir organizasyon,
-
9:57 - 10:00ancak altı yıl önce
tutkulu topluluk üyelerinin -
10:00 - 10:03bir eski mutfak masasının
etrafında toplanmasıyla başladı. -
10:03 - 10:08O zamandan beri, dil ve kültürü
çocuklara aktarmaya odaklandığımız -
10:08 - 10:09çok nesil öğrenmeye yönelik
-
10:09 - 10:12hafta sonu öğrenme deneyimleri oluşturduk.
-
10:12 - 10:16Bunun için geleneksel oyunlar,
şarkı, yiyecek ve aktivite kullanıyoruz. -
10:17 - 10:18Burada hem başlangıç
-
10:18 - 10:20hem de orta seviyelerde
-
10:20 - 10:21derslerimiz var.
-
10:22 - 10:24Örgün eğitimde kaynakların
ve dilin olması için -
10:24 - 10:28okul yönetim kurulları
ve kütüphanelerle ortaklık kurduk. -
10:29 - 10:30Olasılıklar sınırsız
-
10:31 - 10:33ve oğluma ve toplumumuzdaki
diğer çocuklara -
10:33 - 10:36dil ve kültür aktarmama
izin veren çalışmalar için -
10:36 - 10:39çok minnettarım.
-
10:39 - 10:42Bu ortak çabanın bir sonucu olarak güçlü,
-
10:42 - 10:44güzel, canlı bir topluluk da geliştirdik.
-
10:46 - 10:49Peki, ilerlemek için neye ihtiyacımız var?
-
10:49 - 10:51Öncelikle, politikaya ihtiyacımız var.
-
10:52 - 10:55Yerli dilin hem yedekte
hem de yedek dışında -
10:55 - 10:58eğitime anlamlı bir şekilde
dahil edilmesini sağlayacak -
10:58 - 11:01ekli finansman ile yasalaştırılmış
-
11:01 - 11:03bir politikaya ihtiyacımız var.
-
11:03 - 11:06Yedekteyken eğitim yede dışında
olduğundan dan daha düşük bir miktarda -
11:06 - 11:07finanse edilebilir.
-
11:07 - 11:09Yedek dışında,
-
11:09 - 11:11Yerli dil eğitimi genellikle
görmezden geliniyor -
11:11 - 11:13çünkü insanlaraslında
Kanada'daki Yerli halkın -
11:13 - 11:16yaklaşık yüzde 70'inin
yedek dışında yaşarken -
11:16 - 11:19il okullarında bulunmadıklarını
-
11:19 - 11:20varsayıyor.
-
11:20 - 11:24Bu çocuklar dil ve kültürlerine
eşit erişim hakkına sahiptir. -
11:26 - 11:28Politikanın ötesinde
desteğe ihtiyacımız var. -
11:28 - 11:31Bu destek sadece mali destek değil.
-
11:31 - 11:34Yerli olmayan nüfuslarla da
etkinlikler, sınıflar -
11:34 - 11:39ve etkileşimler gerçekleştirebileceğimiz
bir alana ihtiyacımız var. -
11:40 - 11:42Dili öğrenmek isteyen insanlar gibi
-
11:42 - 11:44bir desteğe ihtiyacımız var.
-
11:44 - 11:48İnsanların bu dillerin neden önemli olduğu
hakkında konuşmalarına ihtiyacımız var. -
11:48 - 11:50Bunu başarmak için
eğitime ihtiyacımız var. -
11:50 - 11:53Öncelikle dalma eğitimine ihtiyacımız var,
-
11:53 - 11:56çünkü bu kesinlikle yerli dillerin
-
11:56 - 11:59aktarılmasını sağlamanın
en etkili yoludur. -
11:59 - 12:02Ancak il okullarında
eğitime de ihtiyacımız var, -
12:02 - 12:04yerli olmayan nüfus için
eğitime ihtiyacımız var, -
12:04 - 12:06böylece daha iyi bir
karşılıklı anlayışa ulaşabilir -
12:06 - 12:09ve birlikte daha iyi bir şekilde
ilerleyebiliriz. -
12:11 - 12:14Bu alıntı ofis duvarımda
çerçeveli bir asılı resimde. -
12:14 - 12:17Birkaç yıl önceki göçmen,
dost bir öğrencimin armağanıydı -
12:17 - 12:20ve her gün birlikte çalışırsak
-
12:20 - 12:22harika şeyler başarabileceğimizi
hatırlatıyor. -
12:23 - 12:25Ancak uzlaşma hakkında konuşacaksak,
-
12:25 - 12:28Yerli dillerinin ve kültürünün
-
12:28 - 12:30hayatta kalmasını
-
12:30 - 12:33ve devam etmesini sağlamayan
bir uzlaşmanın, -
12:33 - 12:35bir uzlaşma olmadığını
kabul etmeliyiz. -
12:35 - 12:37Bu asimilasyondur
-
12:37 - 12:40ve hiçbirimiz için kabul edilebilir
olmamalıdır. -
12:40 - 12:43Ama yapabileceğimiz şey
harekete geçme çağrılarına bakmak, -
12:43 - 12:46Birleşmiş Milletler Yerli Halkların
-
12:46 - 12:47Hakları Bildirgesi'ne bakabiliriz
-
12:47 - 12:49ve bu ülkede Yerli halkın dilsel
-
12:49 - 12:51ve kültürel mirası açısından
sahip olduğumuz -
12:51 - 12:53saklamaya değer ortak bir anlayışa
-
12:53 - 12:55sahip olduğumuzda
-
12:55 - 12:56hemfikir olabiliriz.
-
12:57 - 12:58Buna dayanarak,
-
12:58 - 13:01Yerli dillerin 2050'nin ötesine,
-
13:01 - 13:04bir sonraki neslin ötesinde
bir sonraki yedi nesile -
13:04 - 13:06aktarılmasını sağlamak için
-
13:06 - 13:08birlikte adım atabiliriz.
-
13:10 - 13:12Miigwech. Niawen’kó:wa. Teşekkür ederim.
-
13:12 - 13:14(Alkış)
- Title:
- Yerli dillerin tarihi - ve nasıl yeniden canlandırılacağı
- Speaker:
- Lindsay Morcom
- Description:
-
Dilbilimci Lindsay Morcom, Kuzey Amerika'daki yerli dillerin kültürel yok etmenin sömürge mirası nedeniyle yok olma tehdidi altında olduğunu söylüyor. Kanadalı Anishinaabe halkı tarafından kendi dillerini ve topluluklarını canlandırmak için geliştirilen temel stratejileri vurgulayan Morcom, gelecek nesiller için Yerli mirası koruyabilecek politikalar yürürlüğe koymak için tutkulu bir durum ortaya koyuyor.
- Video Language:
- English
- Team:
closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 13:29
![]() |
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | |
![]() |
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | |
![]() |
Miraç Şendil accepted Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | |
![]() |
Miraç Şendil edited Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | |
![]() |
Cihan Ekmekçi rejected Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | |
![]() |
Miraç Şendil accepted Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | |
![]() |
Miraç Şendil edited Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | |
![]() |
Miraç Şendil edited Turkish subtitles for A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them |