-
Bu videoda yapmak istediğim kimya derslerinde oksidasyon
-
ve oksidasyonun tersi olan reduksiyon hakkında öğrendiklerimizi tekrarlamak.
-
Ve daha sonra da kimya dersinde öğrendiklerimiz ile
-
biyologların ya da biyokimyacıların bu terimleri kullanmaları arasındaki ilişkiyi göreceğiz.
-
Ve umarım ki aynı şey olduklarını göreceğiz.
-
Eğer kimya videolarını izlediyseniz, kısa bir tekrar.
-
Oksidasyon, görebilirsiniz -- ve aslında bunun için ünlü bir anımsama yöntemi var.
-
"OIL RIG" Yağın (oil) bize oksidasyonun elektron kaybetmek olduğunu söylediği--
-
Bunu tırnak içerisine alıyorum çünkü elektron kaybetmek zorunda değilsiniz.
-
Elektron kaybetmek ile demek istediğimi size göstereceğim.
-
Bu kimya dersinde öğrenmiş olmanız gereken bir şey.
-
Ve reduksiyonun da elektron alma olduğunu öğrendiniz.
-
Bunu da tırnak içerisine alacağım.
-
Elektron almak.
-
Bunu da tırnak içerisine alacağım çünkü elektron almak zorunda değilsiniz.
-
Daha çok kapıyorsunuz gibi.
-
Reduksiyon olarak isimlendirilmesinin nedeni de
-
eğer elektron alırsanız, yükünüz indirgenmiş olacaktır.
-
Bunun oksitleme olarak isimlendirilmesinin nedeni de
-
elektron kaybetmekle oksijene doğru gitmesini sağlıyorsunuz.
-
Oksijen olmak zorunda olmamasına rağmen.
-
Elektronları sizden kapacak herhangi bir molekül olabilir.
-
Bunu daha açık yapabilmek için hoş bir örneğim var.
-
Diyelim ki birkaç molekül hidrojen aldım ve bu gaz halinde.
-
Ve bunu birkaç molekül oksijen ile yakacağım.
-
Bu Hindenburg'ta ne olduğudur aslında.
-
Bir balonu tamamen hidrojen ile dolduruyorsunuz ve küçücük bir parça kıvılcım elde ediyorsunuz.
-
Bunu oksijen ile temas ettiriyorsunuz ve büyük bir patlama oluyor.
-
Eğer bu işlemde her bir mol oksijen molekülü için iki mol hidrojen molekülün varsa
-
-Burada denklemin denk olduğundan emin oluyorum-
-
iki mol H2O molekülü ve bir ton ısı elde edeceksin.
-
Bu gerçekten patlayacak.
-
Demek istediğim, Hindenburg üzerine de konuşabilirdik ama bütün bunları anlatıyorum ve yazıyorum
-
çünkü size neyin oksidasyon, neyin redüksiyon geçirdiğini göstermek istedim.
-
Bu durumda, burada hidrojen molekülü aynen böyle gözükür.
-
Elimizde bir hidrojen-hidrojen bağı var.
-
Her ikisi de öbürüyle birer elektron paylaşıyorlar,
-
Böylece ikisinin de birinci katmanları tamamen doluymuş gibi olur.
-
Böylece ikisi de birbirine elektron vermez.
-
İkisi de elektron almaz.
-
Böylece, diyebiliriz ki, ikisinin de yükü nötrdür.
-
İkisi de elektron almadı veya vermedi.
-
Sadece elektron paylaşıyorlar.
-
Aynı şey oksijen molekülü için de doğru.
-
Ve burada, aslında iki oksijen arasında ikili bir bağ var.
-
Ama ikisi de oksijenler ve ikisinin de diğerinden elektron alması veya diğerine elektron vermesi için bir neden yok.
-
Ama denklemin bu tarafına geçtiğimizde, ilginç bir şey gerçekleşir.
-
Burada, her oksijen için ona bağlı olan iki hidrojenin var.
-
Bunu oksijenin bu iki hidrojenin elektronlarını paylaştığı şeklinde düşünebiliriz.
-
Böylece hidrojen değerlik katmanında bu bir elektrona sahip.
-
Birçok kovalent bağın mantığı "Ben sana bir elekron vereyim, sen bana bir elektron ver; böylece ikimizin de bir çifti olsun."
-
Biz biliyoruz ki oksijen, hidrojene göre çok daha elektronegatif.
-
Bu bizim hücresel yenilenme videomuzdan kalan bir parça glukoz.
-
Şimdilik onu görmezden gelebilirsin ama bunların hepsini gelecekteki bir videoda tek noktada birleştireceğim.
-
Eğer periyodik tablomuza bakarsak, periyodik tablonun üst sağ tarafına doğru gittikçe elektronegativite artar.
-
Buradakiler en elektronegatif atomlar,
-
bunlarsa en az elektronegatif olan atomlar.
-
Elektronegativitenin anlamı elektron alışverişi yapmaya yatkın olmaktır.
-
her ne kadar oksijen ve hidrojen su molekülünde kavalent bağ kurmuş olsalar da (Onlar elektron paylaşıyor.)
-
oksijen hidrojene göre çok daha elektronegatif ve elektron alışverişi yapmaya daha istekli.
-
Ve eğer buradan bazı elementleri alıp, bu taraftaki bazı elementlerle bağlarsan, bu elementler sol taraftaki
-
elementlere göre çok daha elektronegatif ki gerçekten elektron alacaklardır,
-
sadece paylaşmakla kalmayacaklardır.
-
Eğer elektronegativite üzerine konuşursak, elektronegativite elektron sevmek anlamına gelir.
-
Eğer hidrojen ve oksijen arasındaki bu bağa bakarsak, periyodik tablodan da gördüğümüz gibi, oksijen çok daha elektronegatiftir.
-
Böylece elektronlar oksijenin yanında çok daha fazla zaman geçirirler.
-
Hidrojen bağını öğrendik.
-
Öğrendik ki, hidrojen, su molekülünün bu tarafında kısmi bir negatif yük oluştururken, bu tarafında ise kısmi bir pozitif yük
-
oluşturur.
-
Elektronlar hala hidrojenin çevresinde gözükürler.
-
Oksidasyon ve redüksiyon bahsettiğimizde ise kısmi bir yük söz konusu olmaz.
-
Eğer bir atom elektron almaya çok daha istekliyse, onun paylaşmak yerine, elektron aldığını kabul ederiz.
-
Böyle bir oksidasyon durumunda, su molekülündeki oksijenin elektron aldığını ve yükününde eksi bir olduğunu kabul edeceğiz.